Şehit Asker Ağıdı...
Canım yandı telefonum çalarken
Anlamıştım, komutanım ağlarken.
Yaz sonunda tezkereni beklerken,
Getirdin ömrümün kışını oğul.
Yavrum sana yanmayan can kalmadı,
Ağlamayan hiçbir insan kalmadı.
Dizimde fer, damarımda kan kalmadı
Kuruttun gözümün yaşını oğul.
Kundaklar beledim, beşikler kurdum,
Yirmi yıl seninle avundum durdum.
Yuvamdan uçurdum, yuvanı kurdum,
Ya kime bıraktın eşini oğul?
Takdir-i ilahi böyle dediler,
Taze çiçeğimi erken derdiler,
Çınar teslim ettim tabut verdiler,
Koydular önüme na'şını oğul...
Adları ile güneşi yükseltenler
Hakkari'nin denizden yüksekliği 1.720 metre.
Kent merkezine 17 kilometre uzaklıktaki Dağ ve Komando Tugayı'nın bulunduğu yer ise "2.200 metre."
"Kartal yuvası" gibi.
Tugayda bir anıt var:
"Adları ile güneşi yükseltenler anıtı."
Anıtın tepesinde bayrak dalgalanıyor.
Özel olarak yapılmış, dev bir bayrak.
Anıtın aşağılarında bir askeri konvoy görüyoruz.
Mehmetçik, operasyondan dönüyor.
Anıtta "1.233 taş" var.
Biz gidince "2 taş daha" eklendi.
Geçen gün şehit düşen üsteğmen ile asteğmenin adlarının yazılı olduğu 2 taş.
Ve her taşın başında birer çam fidanı.
Bir yanda "Ey bu toprak için toprağa düşmüş asker" yazısı okunuyor.
Bir yanda "Ne mutlu Türk'üm diyene."
Rüzgar püfür püfür şehitliği yalıyor.
Sonra karanlık basıyor.
Gecenin karanlığı, şehitliğin örtüsü oluyor.
976 Bartın doğumlu, Satılmış oğlu Adem Geniş 14.11.1997'de Çukurca-Çocuktepe'de şehit düştü.
Gümüşhaneli Hasan oğlu Murat Akçay 08.11.1997'de Yeşilöz-Elçintepe'de.
Aksaraylı Cumali Çağlar...
Tokatlı Dursun Okçu...
Trabzonlu Cemil Küçük...Ankaralı Hakan Ülgen...
Hakkarili, 74/4 tertip, jandarma er Halil Tatlı...
Çamlıhemşinli Ömer Aktuğ...
Hepsi de yaşamlarının ilkbaharında, bir gül bahçesine girercesine, bu topraklar için toprağın altına giren askerler.
Aksaraylı Süleyman Duru 01.04.1991'de, Şemdinli'de şehit.
İstanbullu Ümit Ucan 17.08.1991'de şehit.
Adıyamanlı Abdurrahman Eraslan, Çukurca'da şehit.
Ey Diyarbakır'ı, Van'ı, Hakkari'yi gezen "insan hakları savunucuları."
Ey "bu bölgeleri" dolaşan yabancı büyükelçiler, AB yetkilileri.
"Adları ile güneşi yükseltenler anıtı"nda sizleri aradık.
Hiçbirinizi göremedik.
Zaten Hakkari dağlarında şehit düşen 1.235 fidan sizin umurunuzda bile değil.
Hakkari'de bayrağın gölgesinde, 1.235 yiğit bir fatiha bekliyor.
Nur içinde yatsınlar.
Adları ile güneşi yükseltenler
Onbaşı Zekeriya
HAKKARİ Dağ ve Komando Tugayı'ndaki "adları ile güneşi yükseltenler"
anıtında bir şiir okuduk. Mermere kazınmış. Şiirin altında "kimin
yazdığı" da yine taşa kazılı.
"Bu şiir Hakkari-Çukurca-Üzümlü J. Snr. Krk.'da görevli iken 12 Aralık
1993 günü saat 21.00 sıralarında bölücü eşkıya ile yapılan silahlı
çatışmada kahramanca çarpışarak şehit düşen Mustafa oğlu, Sakarya 1972
doğumlu J. Komd. Onb. Zekeriya Gülyaman'ın (1972-4) şahsi eşyaları
içerisinden çıkmıştır."
Anıt "şehitlerimizin ruhlarının göğe yükselişini" sembolize ediyor.
İki büyük sütunu var. 11'er metre. Anıttaki "şehidin şiirine" gelince... Aynen şöyle.
Olur ya bir gün çatışmada ölürsem,
Arkamdan yas tutmayın.
Bırakın toprağımda rahat yatayım.
Bedenimden komandomu çıkarmayın,
Onlar benim gururumdur,
Ölünce kefenim olacak.
Başımdan mavi beremi çıkarmayın,
O benim şerefim olacak.
Ayağımdan botlarımı çıkarmayın,
Onlar nice yollar aşacak,
Şehit olursam sırat köprüsünden geçecek.
Elimden tüfeğimi almayın,
O benim mezarıma sembol olacak.
Yaramın kanını silmeyin,
Ahrette hesabı sorulacak.
Göğsümden kör kurşunu çıkarmayın,
O benim madalyam olacak.
Sakaryalı, Mustafa şehit Zekeriya onbaşının fotoğrafına baktık. Aslan gibi bir delikanlıymış.
Mezarında rahat uyu kahraman onbaşı.
Arkadaşların Hakkari'de nöbete devam ediyorlar. Ve seninle gurur duyuyorlar.