Acelya
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Acelya

ACELYANIN DÜNYASI DOSTLUGUN VE SEVGININ TEK SIMGESI
 
PortalPortal  AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Bektasi Fıkraları Bir gün fazla tutmuş

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sitekurucusu
Admin
Admin
sitekurucusu


Koç
Yılan
Mesaj Sayısı : 23648
Doğum tarihi : 01/04/65
Kayıt tarihi : 17/02/08
Yaş : 59
Nerden : insanligin oldugu yerden

Bektasi Fıkraları          Bir gün fazla tutmuş Empty
MesajKonu: Bektasi Fıkraları Bir gün fazla tutmuş   Bektasi Fıkraları          Bir gün fazla tutmuş Icon_minitimeÇarş. Mart 26, 2008 5:38 pm

Böyle adımın mezarına...

Bektaşi bir gün kafası çakır bir vaziyette mezarlıkta dolaşırken, yanyana üç mezarın bulunduğu ve ortadaki mezarın başında da pirifani bir ihtiyarın seslice ağladığını görür ve dayanamayıp sorar. Bektaşi:

- Hayırdır beyamca kim bunlar niçin ağlayıp dizine vuruyorsun? der.

İhtiyar:
- Bunun üçü de benim oğullarım, der.

Bektaşi:
- Peki ama neden illa bu ortadakinin başında ağlayıp duruyorsun?

İhtiyar:
- Bak oğlum, der. Şu sağ tarafta yatan oğlum öyle iyiki adeta melek gibi namazında niyazındaydı.Kimseye zerre kadar kötülüğü dokunmamıştır,Allah bilir ya onun öte taraftaki gideceği yeri belli gibidir. Şu sol tarafta yatan ise öyle çirkef birisi ki her türlü pislik adına ne ararsan var, Yeryüzünün neredeyse en şerlilerinden diyebilirim, herkes bundan illallah etmişti, her türlü ne kötülük ararsan bunda mevcuttu. Allah bilir ya bunun da öte taraftaki gideceği yeri belli gibidir, der.

Bektaşi:
- Peki ya beyamca bu ortadaki?

İhtiyar:
- Bu oğlumdan ne bir kimseye bir şer, ne bir kimseye de bir hayır gelmiştir. Kendi halindeydi.

Bektaşi dayanamayıp:
- Hele geçermisin şöyle bir kenara amca!
deyince,

İhtiyar adam merakını gizliyemeyip sorar:
- Ne yapacaksın ki oğul? der.

Bektaşi cevabı yapıştırır:
- Amca bir adam ya şerlidir, ya da hayırlıdır...Bu senin oğlun ise ne olduğu belli değil...Böyle adamın mezarının üstüne ağlanmaz, ancak işenir...der!
--------------------------------------------------------------------------------
Ekleyen: abidinmayda




mekruhmu gunahmi

bir gun bektasi bir toplukta oturuken birirleri sormus,



hocam biz ittalastik tuvalette sakiz cignemek mekruhmu gunahmi diye



bektasi cevap vermis



olum ne gunah nede mekruh ama seni o halade bir goren olursa bok yedigini sanar demis




Ne Düşünüyor?



Bir bektasi, merkebine odun yükleyip sehre gelirken karsidan tüccar kilikli iki adam peyda olarak:" Su zindikla alay edeli! " diye Bektasiye yanasip selam verince Bektasi de durur, merkebi de.



Tüccarlar isaretle:



- Bu esegin ne düsünüyor?



- Odun tasimaktan yorgun düstü de, artik kasabada ticaret etmeyi düsünüyor!




Nasil becerdin?



Bektasi, evinde misafir oldugu için, karpuzcuya ugramis:



-Iyi karpuzun var mi?



-Kurabiye gibi baba, güven bana!



-Peki öyleyse iyi bir tane ver bakalim.



Karpuzcu birini seçip vermis.Baba erenler, almis ve eve gitmis.



Bektasi, yemekten sonra, konuklarinin önünde karpuza gururla biçagi vurmus.Fakat o ne?Ilk biçak darbesinden sonra etrafi koku salmis. Karpuz ikiye ayrilinca, fos diye çürüyen içi masaya yayilmis.Tabii her taraf berbat, Bektasi ise mahçup olmus. Baba, sabahi zor etmis ve solugu karpuzcuda almis:



-Erenler, seni tebrik ederim?



Karpuzcu sasirmis:



-Hayrola baba, beni niye tebrik ediyorsun?



Bektasi:



-Ulan kesmeden, delmeden o karpuzun içine nasil siçtin, dogrusu sasip kaldim. Seni onun için tebrik ediyorum.




Allah Kerim

Bektasi cok dalgali bir denizde yolculuk yapiyormus. Bir ara o kadar korkmus ki! "Aman Allah" diye yakinmis.



Bu hali gören yolcular:



"Baba ne korkuyorsun. Allah kerimdir!" demisler. Bektasi su cevabi vermis:



"Kerim oldugu icin, ya baliklari düsünürse!"




Uğursuzluk

Avci Sultan Mehmet bir gün adamlariyla beraber aksama kadar bir keklik bile vuramaz. Bunun sebebinni de, sabahleyin gördügü bir dervisin ugursuzluguna baglar.



Solaklara seslenir. Saraydan cikarken, su su tipte, sivri külahli, sirti kambur birinin önünden gectigini ve hemen bu adami bulmalari emrini verir. Tarife göre Bektasi babalarindan ayyas Hamza Babayi yaka paca huzura getirirler.



Sultan:

" Bre ugursuz, nabekar!.. Bugün sabahleyin karsima ciktin. Bu yüzden aksama kadar bir ava rastlayamadim. Bu ne ugursuzluktur. Vurun kellesini... "



Bektasi bakar ki kelle elden gidiyor. Son bir dilegini aciklamak icin söz alir:



" A devletlum siz beni gördünüz bir keklik vuramadiniz. Ama insaf ediniz, benim de bugün ilk gördügüm sizdiniz ve kellemi kaybediyorum. Söyleyin, ugursuzluk hangimizde!... "




Neresi Olacak Meyhane



Bektasiyi, rica minnet camiye götürmüsler.Hoca baslamis anlatmaya:



-Bir yer vardir ki orada, zengin fakir ayrimi yoktur.Dertli giren neseli olur.Oraya giren herkesin gönlü ferahtir.Bilin bakalim, burasi neresidir?



Bektasi yanit vermis:



-Neresi olacak, meyhane...




Rakı

"Raki helal midir, haram mi?" diye sorulunca, Bektasi söyle yanıt vermis:



"Agiza göre degisir!"




Siseyi attim



Hoca, camide içkinin kötülügünden bahsediyormus.Cemaat arasinda bulunan Bektasinin fena halde cani sikilmis.Gitmek üzere kalkayim derken, koynundaki sarap sisesi kayip yere düsmüs.Baba hiç istifini bozmadan söyle konusmus :



-Kör olasicayi iste kaldirip attim.Sizde varsa, tam zamani, siz de atin!




Onu tanrı sorar



Sözde, Bektasiyi topluluk icinde kücük düsüreceklerdi. Oldukca zengin birisi:



"Bektasi Efendi, borcunuz var mi?" diye sordu.



"Evet, bakkala biraz borcum var."



"Canim onu sormuyorum. Namaz borcun var mi?"



Bektasi kizdi:



"Namaz borcunu bana Tanri sorabilir. Size düsen bakkal borcunu sormaktir!"
Bir gün fazla tutmuş



Adama sormuslar:



-Kaç gün oruç tuttun?



-Hastaligim nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!



Ayni soruyu, orada bulunan Bektasiye sorunca, hiç istifini bozmadan yanit vermis:



-Bu arkadas benden bir gün fazla tutmus!




Son nefesini



Bektasiye sormuslar:



-Babaerenler, hangi nefesi seversin?



-Sigaranin ilk nefesiyle, kaynanamin son nefesini, demis....




Oruç gitti ama...

Oruç tutan Bektasinin biri pek fena susamis.Vakit geçirmek için kirda giderken bakmis gürül gürül akan bir çesme... Adeta kendinden geçmis bir halde agzini dayayip likir likir içmeye baslamis.Bu sirada oradan geçen biri görüp:



-Aman erenler ne yaptin?Oruç gitti, diye seslenmis.



Bektasi, agzinin iki yanindan süzülen sular bagrina dogru inerken cevap vermis:



-Oruç gitti, ama fakire de can geldi!




Eşşekliğinden



Dostlarinin baskilarina dayanamayan Baba Erenler, camiye gitmis, hocanin vaazini dinliyordu.Hoca, içkinin kötülügünü anlatmak için aklina ne geliyorsa söylüyordu. Bir ara söyle dedi:



-Bir esegin önüne, bir kova su ile bir kova sarap koysaniz, hangisin içer? Elbette ki suyu içer. Peki esek niçin sarabi içmez?



Bektasi dayanamayip seslendi:



-Neden olacak, esekliginden...




Ahrette de...



Bektasi, vaaz dinlemeye gitmis. Hoca vaazinda icki icmenin bütün kötülüklerini, zararlarini sayip dökmüs, hatta icki icenlerin sirat köprüsünden boyunlarinda dünyada ictikleri bütün icki siseleri asili oldugu halde gececeklerini anlatmis. Bektasi sormus:



"Hocam, boyna asilan siseler bos mu olacak dolumu?"



Hooca, incecik köprüden dolu siselerle gecilirken dengenin kolay saglanamiyacagini düsünerek:



"Elbette ki dolu olacak" diye yanıt vermis.



"Hay agzini öpeyim Hocam, desene ahrette de yasadik!" demis.




Kabahat sende değil!



Bir köyde yagmur duasina çikarlar.Bektasi de istemeye istemeye bunlara uyar, cemaatin arkasi sira giderken, eline geçirdigi bir agaç dalini, kendi tarlasinin bir kösesine saplayarak, basini yukari kaldirip, söylenir:



-Bizim tarla da iste burasi...



Rastlanti bu ya, yagmur duasi yapilir yapilmaz, bulutlar kendini gösterir.Kara bir bulutun kendi tarlasi üzerine gittigini gören Bektasi sevinçle kosar.Bir de ne görsün, ceviz büyüklügünde dolu, bütün ürünü berbat etmemis mi?O vakit basini yukari kaldirir; söyle söyler;



-Kabahat sende degil, sana tarlayi gösteren pezevenkte!...




Senin melegin benim gibi olur

Softa, namazini bitirmis, selam verirken, komsusu olan ve onu yaptigi kötülüklerden iyi taniyan, Bektasi yanina iyice sokulup, "Aleykümselam" demis. Softanin cani fena halde sikilmis:



-Be adam! Sen de nereden çiktin? Namazimi berbat ettin.



-Selam verdin, ben de aldim.



-Yahu ben sana degil, meleklere selam verdim.



-Erenler, ben de melegim.



-Ulan defol git suradan!...Senden melek mi olur?



-Kizma birader!...Senin gibi Müslümanin benim gibi melegi olur...




Kusur görmeyizki..



"Sizin hırkalarınızın yenleri neden bu kadar genis olur?"



Mevlevi aciklamis:



"Baskalarinda gördügümüz kusurlari örtmek icin."



O da sormus:



"Ya sizin hirkalarinizin yenleri niye bu kadar dar olur?"



Bektasi aciklamis:



"Biz hic kimsede kusur görmeyiz ki..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acelya.forumakers.com
Misafir
Misafir




Bektasi Fıkraları          Bir gün fazla tutmuş Empty
MesajKonu: Geri: Bektasi Fıkraları Bir gün fazla tutmuş   Bektasi Fıkraları          Bir gün fazla tutmuş Icon_minitimeSalı Eyl. 09, 2008 1:57 pm

Ellerine Yüreyine Saglik
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bektasi Fıkraları Bir gün fazla tutmuş
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Acelya :: KARISIK BASLIKLAR :: FIKRA-
Buraya geçin: