Acelya
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Acelya

ACELYANIN DÜNYASI DOSTLUGUN VE SEVGININ TEK SIMGESI
 
PortalPortal  AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Bir kadının anatomisi ve erkekle baglantısı......

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sitekurucusu
Admin
Admin
sitekurucusu


Koç
Yılan
Mesaj Sayısı : 23648
Doğum tarihi : 01/04/65
Kayıt tarihi : 17/02/08
Yaş : 59
Nerden : insanligin oldugu yerden

Bir kadının anatomisi ve erkekle baglantısı...... Empty
MesajKonu: Bir kadının anatomisi ve erkekle baglantısı......   Bir kadının anatomisi ve erkekle baglantısı...... Icon_minitimePtsi Mart 10, 2008 5:08 pm

Kadin için ve Erkek için Evliligin ne anlama geldigine kafami
takmamistim
aslinda ancak bir gece ansizin bu konuya takiliverdim. Bir
psikiyatrist "Evlilik erkek için depresyonu azaltan, kadin için
ise artiran bir faktördür. " demis..

Kadinlarda ruh hastaliklari ve bozukluklar siklikla 30-35 yas
arasinda görülüyormus.

Kadinlar gününün gecesiydi. Esim bana anlamli bir çiçek yollamisti.
Anlami
su ki çiçek kafes içerisinde tek bir kirmizi güldü. Hediyeyi
alinca
epey
inceledim. Bildigimiz tavuk kümes telinden kafes yapmislar ve
içine dekoratif bir sekilde bir gül yerlestirmisler. Isimle evim
çok yakin ve
ben
hakikaten pek küçük bir alanda yasiyorum. Isim çok yogun oldugu
için
öyle
çarsi Pazar gibi keyiflerim hemen hemen hiç yok. Kafesteki gül
çalisma masamda tam karsimda duruyor ve her baktigimda beni hüzünlendiriyor.
Onun
kafesini kesmek atmak istiyorum. O gece yattik, isiklari söndürdük
ve
ben
bazen oldugu gibi makineli tüfek gibi konusmaya basladim. O
sessizce
beni
dinliyordu. Dinliyordu biliyorum çünkü arada nefes aldigim
zamanlarda
bir
iki kelime bir seyler söylüyordu. Ona evliligin erkekler için
müthis
bir
keyif, kadinlar için ise kendi rizalariyla içerisine atladiklari
bir
kafes
oldugunu anlattim.

"Varlikli ya da yoksul hiç fark etmez. Erkek evlenince pek çok
sorumluluktan kurtulur. Bekar bir erkek düsünelim. Yalniz yasiyor
olsun. Bulasik,
çamasir
yikamasi ya da temizlikçi bir kadin alip en azindan direktifleri
vermesi
gerekir. Evinin düzeninden kendi sorumludur. Ne yiyecegine kendi
karar vermelidir. Banyodan sonra banyoyu temizlemeli, ütülerini
bir kadin
tutsa
bile zaman zaman yapmalidir. Mecbur kaldigi zamanlar olacaktir.
Yere
bir
sey
döktügünde temizlemek zorundadir, günlük kullandigi lavaboyu,
banyo ve tuvaleti temizlemezse o pislik içinde yasar. Yani
yasaminin sorumlulugu kendisine aittir. Bir de evli bir erkek
düsünelim; evi temiz ve
bakimlidir,
bu konuda kafa yormaz çünkü nasil olsa karisi bu konuda yeterince
kafa yormaktadir. Eve temizlikçi aliniyor olsa bile bunun kontrolü
kadindadir.
Aksam evde ne pisirecegim diye düsünen evli erkek gördünüz mü ?
Ben görmedim, belki vardir ama ben rastlamadim. Bulasik, çamasir,
ütü hep kadinin sorumlulugundadir ve evli erkegimiz gömlegini
ütülü bulamazsa karisina çatma hakkina da sahiptir. Gömlegi henüz
yikanmamissa da
karisina
çatabilir ve karisi da suçlu suçlu cevaplar. Kadinin asil
depresif
kisilik
gelistirme sürecini tamamlayan etken çocuklardir. Pembe panjurlu
evde
bir
gün bir bebek dogar. Aile çok mutlu olur. Kadin bebegini elbette
çok
sever.
Ancak bebek bakima çok muhtaçtir ve bunu yapacak kisi de annesidir.
Baba
da
zaman zaman bebegi yikar, bakar ama ZAMAN ZAMAN ! Görev annenindir.
Bebek
günde 8-9 kere bezini kirletir, her gün banyo yapmasi gerekir,
günde
7-8
kez
beslenir ama anne sütüyle. Hiç bir evli erkek baba bu sabira sahip
degildir.
Belki anne de sahip degildir ancak yapmak zorundadir. Sirin bebek
geceleri
4-5 kez uyanir ve aglar, yorgun anne her seferinde firlayarak
onunla ilgilenir. Yorgun baba çok yorgun oldugu için uyumasi gereklidir.
Bebekle
anne oynar, gazeteleri anne okuyamaz, televizyonu anne seyredemez.
Anne
artik adanmistir. Evine... kocasina... ve bebegine...Annenin isi
bu
kadarla
da bitmez günümüz kosullarinda ekonomik yükü de paylasmak zorunda
oldugundan çalismak mecburiyetindedir. Bakici ve kreslerle anne
ugrasir. Bebegini güvenli ellere terk edip isine geri döner ama
akli tüm bu sorumluluklarindadir. Hiç bir zaman bu
sorumluluklardan uzaklasamaz, çocuklari anneannesine (dedesine
degil) birakip tatile çikilsa bile
kadinin
kafasinin bir yani geride kalmistir ve artik hiç bir tatil eskisi
gibi degildir ve olmayacaktir. Iste bu noktada kadinin beyni ufak
tefek "YORULDUM" mesajlari vermeye baslar. Çarpintilar, endise,
hormonal dengesizlikler.. Belki bir ileri safhasi olan panik ataklar..

Evli erkegimiz karisina neler oldugunu anlamakta zorluk çeker,
üzgündür.
Karisinin artik kendisini eskisi kadar çok sevmedigini düsünmektedir.
Olayin
bununla hiç bir alakasi yoktur ancak erkek bunu görmekte çok zorlanir.
Bu
dönem riskli bir dönemdir çünkü erkek kendisini sikica
sarmalayacak ve ihtiyaci olan sefkati çamasirlarini bulasiklarini
yikamadan ve
çocuklarina
bakmadan verebilecek baska bir kadinla karsilasabilir ve bu
elbette ki
onun
suçu degildir. Evdeki kadin o kadar yorgun ve o kadar mesguldür ki
erkek
bu
sefkat ihtiyacini gidermekte kendini sonuna kadar hakli bile
görebilir.
Hepsi degil elbette ama bazi erkekler bunu böyle yaparlar. Kadinin
bunu fark etmesi uzun sürebilir. Sorumluluklari, evi, isi,
çocuklari, yemekleri arasinda sikisip kalmis olan kadin bir gün
kafasini kaldirip kocasinin nerede olduguna bakmak ister ve onun
baska sefkatli kollarda oldugunu görür.
Bu noktada bosanan kadinlar olabilir. Bosanma sonrasi sefkali
kollarina sigindigi kadinla evlenen erkekler olabilir ve bu
evlilik sonrasi o sefkatli kadinin nasil olup da eski karisina
dönüstügüne sasiracak olan bu
erkekler
gene de olayi tam olarak kavramayacaklardir. Evliligin erkegi bir
cariye
sahibi kadini da ruh hastaligi sahibi yapmakta oldugunu
kavramalari
zaman
alir, ancak gene de evlilikten vazgeçmezler çünkü ruh hastasi olan
kendileri degildir ki, kendileri cariyeye, geysaya sahip olan
taraftir ve belki
2
yada
3. evliliklerinden sonra artik seslerini çikarmadan oturur ve
durumun keyfini çikartirlar. Zaman zaman ilk evlilige neden devam
etmedikleri sorusu da bu asamada kafalarina takilabilir. Ama kisir
dögüyü bu döngüye
girmeden
anlayamayacaklarini anlamislardir, Son pismanlik fayda etmez. "

Iste kocama bir solukta bunlari anlattim. Ne denli dikkatle
dinlemis oldugunun farkinda degildim, hatta uyumus olabilecegini düsünmüstüm.
Ancak
o
uyanikti hem de fazlasiyla uyanikti. Konustuklarimdan
etkilendigini söyledi, bana sarildi ancak tam bu sirada bebek
aglamaya basladi bende bebegin yanina gidip onu uyuttum.
Döndügümde kocam uyumustu. Yanagina bir öpücük kondurdum
Psikiyatristimle bir sonraki randevum ertesi gün sabah 10 daydi,
saati kurdum ve yattim.

Bu yazının yazarı bilinmiyor ama bu düşünceleri paylaşmayacak
kadın tanımıyorum.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acelya.forumakers.com
 
Bir kadının anatomisi ve erkekle baglantısı......
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Acelya :: HANIMEFENDİLER ve BEYEFENDİLER :: AH KADINLAR-
Buraya geçin: