Acelya
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Acelya

ACELYANIN DÜNYASI DOSTLUGUN VE SEVGININ TEK SIMGESI
 
PortalPortal  AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ORUCLUNUN KEYFİYETİ İLE İLGİLİ HİKMETLERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sitekurucusu
Admin
Admin
sitekurucusu


Koç
Yılan
Mesaj Sayısı : 23648
Doğum tarihi : 01/04/65
Kayıt tarihi : 17/02/08
Yaş : 59
Nerden : insanligin oldugu yerden

ORUCLUNUN KEYFİYETİ İLE İLGİLİ HİKMETLERİ Empty
MesajKonu: ORUCLUNUN KEYFİYETİ İLE İLGİLİ HİKMETLERİ   ORUCLUNUN KEYFİYETİ İLE İLGİLİ HİKMETLERİ Icon_minitimePaz Eyl. 07, 2008 3:32 pm

ORUCLUNUN KEYFİYETİ İLE İLGİLİ HİKMETLERİ
Oruç sıkıntılı Mekke döneminde değil, imkânların oldukça bollaştığı
Medine döneminde farz kılınmıştır, tâ ki, oruç (En-Nedvî, Dört Rükûn )
iktisadî şartların zorlaması ile konulan bir farzdır, denmesin. Bundan,
imkânları bollaşıp, karnı doyan insanın, gayesini unutabileceği anlamı
da çıkarılabilir. Farz olan oruç ise panzehirdir. Ilacın fazlası
zararlı, azı faydasızdır. (ed-Dihlevî, Huccetüllâhi'l-Bâliga )

Orucun bir ay oluşunda İslamın her şeyde orta yolu tuttuğunun işareti
de vardır. Çünkü daha önceki dinlerde de oruç vardı, ancak bazısında
çok uzun, bazında da çok kısa idi.

Oruç günün beli bir zamanı ile sınırlandırılabileceği gibi, yemeyi
içmeyi azaltmakla da olabilirdi. Islam birinciyi seçti. Çünkü ikinciyi
tayin ve uygulama zor olduğu gibi, insanların vücud yapıları ve
ihtiyaçları değişik olduğundan, bunda adaletsizlik de söz konusu
olurdu. (agk.)

Oruç herkesin kendisi için seçecegi bir ayda, ya da güneş yılına göre
bir ayda değil de, senenin her mevsimini dolaşan Ramazan ayında farz
kılındı. Böylece hem cemaat şuuru sağlandı. Çünkü bazı zor işler,
topluca yapıldığında, zorluğu hissedilmeden kolaylıkla yapılır. -hem de
dünyanın değişik bölgelerindeki insanların bir kısmının devamlı uzun ve
sıcak günlerde, diğer kısmının da devamlı kısa ve serin günlerde oruç
tutmaları gibi bir adeletsizlik önlendi.

Ayrıca; insana misyonunu öğreten, doğruyu yanlıştan ayıran Kur'an-ı
Kerim, Ramazanda inmiş ve onu şereflendirmiştir. Oruç için bir ay
seçilecekse, elbette ondan daha uygunu bulunamayacaktır.

Dünya ve Ahirete Yönelik Faydaları

Insan diğer varlıklara göre çok daha değişiktir ve o merkez
durumundadır. Hayvanlarda sadece istiha (arzu, şehvet) vardır, akıl
yoktur. Melekler ise sırf nurdan yaratılmışlardır, çeşitli arzulara
(şehvetlere) sahip olmayan yüce varlıklardır. Insan bu iki konumdan da
nasibi olan varlıktır. Akla, ruha ve şehvetlere birlikte sahiptir. Onun
için melek, yüceliği; hayvan da aşağılıgı temsil eder. Ama
meleklerinkini aşan yücelikler bulunduğu gibi, hayvanları çok yücelerde
bırakan aşağılıklar da vardır. Işte insan, bu uçsuz bucaksız arenada,
kendi yerini seçme hürriyetine sahip tek varlıktır. Arzularını aklının
ve ruhunun emrine vermekle, yükseldikçe yükselecek, belki de melekleri
bile aşacaktır. Zıddı ile, aklını ve ruhunu arzularının eline vermekle
de "hayvanlardan da aşağı" olacaktır. Yaratıcısının istediği; onun,
münker adına üzerinde bulunan ağırlıklarını atarak, olabildiğince
yükselmesi ve Rabbini "Yakîn" ile bilmesidir. Bu vasıf meleklerin
vasfıdır. Işte oruç, insanın meleklik yönünü güçlendiren ibadetlerin
başında gelir. Çünkü onlar da yemezler ve içmezler. Yine çünkü aşırı
yeme içme ve nefsî arzuları tatmin ile aşırı meşgul olma, hayvani
nitelikleri geliştirir, nefsi besler ve güçlendirir. Nefis ise Allah'ın
düşmanıdır ve "Işi gücü kötülükleri emretmektir." (12/53). Öyle ise ona
yenilmemek ve başını ezmek gerekir. Bunun en kestirme yolu da açlıktır.
Nitekim bir hadis-i şerifte, Allah'ın nefse: "Ben kimim, sen kimsin?"
diye sorduğu, nefsin de: "Sen sensin, ben de benim" dediği, buna
karşılık Allah'ın onu Cehenneme atmak gibi bir sürü eziyetlerle
cezâlandırmasına rağmen onun, her seferinde sorulan bu soruya aynı
cevabı verdiği, nihayet onu açlıkla deneyince, "Sen benim merhametli
Rabbimsin, ben ise Senin âciz bir kulunum" dediği nakledilir.
(Bedîuzzamân, Mektûbât, 373)

Oruç insanın gafletten uyanmasını, başıboş olmadığını anlamasını, ve Rabbini tanımasını sağlar.

Oruç, Allah'ın nimetlerini hatırlayarak O'na olan teşekkür borcunu
ödemektir. Çünkü her zaman her istediğini yiyebilen insan, oruç
tutmakla: "Bu nimetler benim mülküm değil, ben bunları yiyip içmekte
hür değilim, başkasının malıdırlar, yemek için O'nun emrini bekliyorum"
demiş ve manevî bir şükür yapmış olur.

Oruç zenginlere fakirlerin durumunu hatırlatmak; böylece sosyal
dayanışmayı, yardımlaşmayı, sevişmeyi ve toplum düzenini kolaylaştırmak
demektir. Zira başka yolla "zengin fakirin halinden bilmez." Bu yüzden
Mısır'in kıtlık yıllarında, Hz. Yusuf un bütün zahire ve erzak
ambarları elinde olduğu halde, üç günde bir yemek yediği ve sebebini
soranlara; "Benim karnım tok olursa, zahire almaya gelen zavallılara
acıyabilir miyim?" dediği nakledilir. (Risâle-i Hamidiyye,127;
(Sifâ'dan nakil), Sabûnî, Ravâi' I/218)

Oruç, gücüne, kuvvetine, varlığına güvenip ululuk taslayanları,
firavunlaşma ve karunlaşma istidadında olanları, açlığın kırbacıyla
acıtıp onlara âciz olduklarını ve bir Kadîre muhtaç bulunduklarını
hatırlatır. Zira: "Dünyada açlık kadar müessir ma'şeri bir vicdan
oluşturan başka bir motif yoktur." (Mustafa Ateş, Diyanet gazetesi, sy.
327 s. 2) Yine "bu yolla insanın mayasında bulunan kibir, gururu,
enaniyet ve üstünlük gibi şeytânî tekebbürü de mahviyet, tevazu ve
teslimeyete dönüştürür." (Aynı kaynak.)

Oruç, maddî ve manevî bir perhiz ve bu itibarla önemli bir, ilaçtır.
Nitekim Allah Resulü "Sıhhat bulmak için oruç tutun." buyurmuştur.
(Orucun sindirim, dolaşım ve sinir sistemlerine ve özellikle
karacığere, damar sertliğine, böbreklere, kan yapısına, strese olan
olumlu tesirleri için bk. Dr. Halûk Nurbâkî, Diyanet Gaz. Sy. 327, s.
6) Oruç zor zamanlarda ve olağanüstü durumlarda, uzun süre açlığa
tahammülü sağlayacak iyi bir eğitim ve cihad hazırlığıdır.

Oruç, vücutta bir fabrika durumunda olan mideye hizmetçi pozisyonundaki
bir sürü organın, fabrika sanki yıllık bakıma alındığı için, onunla
irtibatlarının kesilmesi, onların sırf mideye hizmet için
yaratılmadığını, melekleşme yolunda da görevlerinin bulunduğunu
hatırlatmaktır. "Ayrıca oruç, şehvânî arzuların doruk noktasında
bulunan genci, sapık ilişkilere zorlayan hormon birikimini ta'dil eder:
" .. Kimin evlenme masraflarına gücü yetmezse oruca sarılsın. Çünkü
orucun şehveti kırıcı özelliği vardır." (Buhâri, Savm ) hadis-i şerif
buna işaret eder. (Ateş, agm. s. 3)

Ramazan, özellikle Kur'an ayıdır ve Kur'an'la tam bir ilişkisi vardır;
Kur'an-ı Kerim onda inmiştir. Kur'an bütün hayırları kendisinde toplar.
Ramazan da öyledir. Kadir Gecesi ise Ramazan'ın özü ve lübbüdür. (Imâm
Rabbânî, Mektûbât, No:162)

Ramazan, Ahiret yurdu için kârlı bir pazar, hasat için münbit bir
zemin, amellerin gelişip yeşermesi için bahardaki nisan yağmuru,
Mevlânın saltanatına karşı beşer kulluğunun resm-i geçiş yapması için
en parlak ve kudsî bir bayram hikmetindedir. (Bediüzzamân, Mektûbât,
371) Bu ayda sâlih amellere muvaffak olanlar, bütün sene muvaffak
olurlar. Bu ayda manevî hayırları kaçıranlar, bütün sene kaçırırlar.
(Imâm Rabbânî, Mektûbât, No: 45) Her iyiliğin karşılığı 10 ilâ 700 katı
ve fazlasıyla verileceği halde, Allah Teâlâ orucu diğerlerinden ayırmış
ve "O benim içindir." buyurmuştur. Çünkü, oruç bir şeyi yapmak değil,
yapmamak şeklinde bir ibadet olduğu için, görünen bir ibadet değildir.
Bu yüzden sırf riya için yapılamayacak, belki de tek ibadettir. Sonra
oruç Allah'ın düşmanları olan şeytanı, nefsi, dolayısıyla şehvetleri
kahretmektedir. Bu yüzden ona nisbet edilmesi uygundur. (Mustafa M.
Ammâra, et-Tergib, N/143 (Ihyâ'dan nakil)) Yeme, içme ve cinsî ilişki
gibi dünyevî ihtiyaçları terketmekle, insanda Allah'ın bu vasıf larının
tecelli etmesiyle de Oruç O'nun olmaya lâyıktır. Allah'dan başkasına
yapılmayan tek ibadet oruç olduğundan, böyle buyurulmuştur da
denmiştir. Ya da oruçta, oruçlunun nefsinin hiçbir payı olmadığı için
böyle denmiştir denilebilir. (Bk. Ammâra,age. N/79)

Ancak bilmek gerekir ki, oruç için sayılan bu menfaatların çoğuna,
iftar ve sahurda yemeği fazla kaçırıp letâif'i (rahmet alıcılarını)
öldürmemekle ulaşılabilir. Yoksa normal öğün adedi zaten iki
olduğundan, orucun sair zamanlardan bir farkı kalmayabilir. Nitekim
nafaka ve fidyeler iki öğün hesabıyle verilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acelya.forumakers.com
 
ORUCLUNUN KEYFİYETİ İLE İLGİLİ HİKMETLERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Acelya :: RAMAZAN ÖZEL-
Buraya geçin: