Nasıl saldırmasın, deniz bitti! Cumhuriyetin 80 yıldan fazla bir sürede biriktirdikleri bittiği gibi, gelinen tablo korkunç. Yıllık cari açık 50 milyar dolar, kamu-özel dış borç 300 milyar dolar ve sıkı durun 2003-2008 arasında iç borcumuz dolar bazında Cumhuriyet tarihinin dört katından fazla artmış. Dahası da var, büyüme rakamları ortada, "sıcak para" esasına dayalı finansal körük patlamak üzere, işsizlik almış başını gidiyor. Ne yapsın, saldırmasın da bu tablonun üstüne kalmasını mı beklesin!
Çok akıllıca bir taktik
Çok akıllıca bir "taktik" uyguluyor ve "mal üstüne" yığılmadan, saldırıp gündemi değiştiriyor.
Olumsuzluklar sadece ekonomiden de ibaret değil. Kıbrıs "Rumların", Kuzey Irak "Barzani aşiretinin", İstanbul ve Çanakkale boğazları "Amerikan gemilerinin". Yani çöken sadece ekonomi ile de sınırlı değil. Dış politikada tam bir teslimiyet ve havlu atma söz konusu.
Bu noktada bir parantez açayım. Şuanda iktidar olan arkadaşlar dini referansları çok kullandıkları için, binlerce Müslüman askerin kanıyla aldığımız Kıbrıs'ı uyguladıkları politikalar ile kime bağışladıklarını da bilmek bizim hakkımız.
İki Avrupalı Parlamenter konuşuyor: "Kıbrıs'ın tek devlet olması ve Rum yönetimine geçmesi çok önemli. Daha açıkçası Hristiyanların yönetimde olması. Neden dersen; çok açıklanmaz ve bilinmez ama Kıbrıs dünyada bir Hristiyan tarafından yönetilen ilk devlettir. İsa'nın 12 havarisinden St. Barnabas ve St. Paul, İsa'nın öldürülmesinden sonra Filistin'i terk ederek Kıbrıs adasına geldiler. Orada bulunan Roma valisini Hristiyan yaptılar ve M.S. 45'te Kıbrıs, Hristiyanlar tarafından yönetilen ilk devlet oldu. Şimdi dinimiz adına bu kadar önemli bir yeri nasıl Türklerle paylaşalım."
Kıbrıs'ı geri veriyorlar
Evet, bu konuşma biri Fransız, biri Alman iki parlamenter arasında Türklerin de bulunduğu ve rahatlıkla konuşulanları dinlediği bir resepsiyonda geçiyor. Şimdi dini motiflerle halktan oy isteyenlere soruyorum; uyguladığınız Kıbrıs politikasının esası oradaki Türk Devletini yok edip "tek devlet-iki toplum" mantığına dayanıyor. Siz ne yapıyorsunuz; Hristiyanlarca "kutsal olan" Kıbrıs'ı onlara geri mi veriyorsunuz?
Değerli dostlar, bu iktidar ile ilgili yazdıklarım bugün yaşananlar ile alakalı değil, ilk günden beri hep doğru bildiğimi yazdım ve her zaman sıcak paraya dayalı ekonomi politikalarının Türkiye'nin içini nasıl boşalttığını anlatmaya çalıştım. Bugün en fazla eleştiriyi yazmaya sahip olanlardan biri olduğumu düşünüyorum, çizgimi ilk günden beri hiç değiştirmedim.
5 yılda kaybettiklerimiz
Son olarak da sizlere "bir hediye" ile veda etmek istiyorum. İşte 5 yıllık AKP iktidarının yarattığı Türkiye:
İç borç Cumhuriyet tarihinin dolar bazında 4 katından fazla.
Dış borç 300 milyar dolar
Kıbrıs, RUM'un
Kuzey Irak, Barzani'nin
Boğazlar, Amerika'nın
Milli Eğitim, Tarikatların
Türk Telekom, Araplar'ın...
Telsim İngiliz'in...
Kuşadası Limanı İsrailli'nin...
İzmir Limanı Hong Konglu'nun...
Araç muayene işi Alman'ın...
Başak Sigorta Fransız'ın...
İETT Garajı Dubaili'nin (Alıcı parayı ödemedi)
Avea Lübnanlı'nın...
Petkim, Ermeni'nin...
Rakı, Amerikalı'nın...
Finansbank Yunanlı'nın...
Oyakbank Hollandalı'nın...
Denizbank Belçikalı'nın...
Türkiye Finans Suudilerin...
TEB Fransız'ın...
Cbank İsrailli'nin...
MNG Bank Lübnanlı'nın...
Dışbank Hollandalı'nın...
Şekerbank Kazak'ın...
Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın...
Turkcell'in yarısı Finli'nin, Rus'un...
Beymen'in yarısı Amerikalı'nın...
Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nın...
Garanti'nin ve Akbank'ın bir bölümü Amerikalı'nın...
Eczacıbaşı İlaç, Çek'in...
İzocam, Fransız'ın...
TGRT (Fox) Amerikalı'nın...
Demirdöküm Alman'ın...
Döktaş Fransız'ın...
Süper FM Kanadalı'nın...
İşte manzara. Ne konuşuyosun sen daha Tayyip Erdoğan
Not: TBMM'nin yemek takımları yani "Milli Saraylara" ait yemek takımları Bülent Arınç tarafından DENİZ FENERİ derneğine bağışlanmış. Dün, bunun belgesi de ortaya çıktı ! Ne diyeyim !