"Eyyy! Başbakan, Başbakan
Dünyayı dolaşan
Biraz da Türkiye'de kalsan
Emeklinin feryadını duysan"
Emeklinin maniler arasındaki feryadı açlığın çığlığına dönüştü.
AKP iktidarının kulağı sağır, gözüne perde inmiş, ne duyduğu var, nede gördüğü.
Emekliler bu görmezliğe, duymazlığa maniler diziyor.
Mani kar etmez bu hükümete.
En iyisi davul çalmak,
Davul da çalsan uyanacağı yok.
Zurna da üflesen kulağının dibinde sağırlaşmış bir kere duyması olanaksız.
Hükümet ne emekliyi görüyor, ne çiftçiyi duyuyor, ne de emekçiler gibi yaşıyor.
Görmek, duymak, yaşamak gibi bir derdi de yok.
Emekli dediğin kim?
Cemaat mi, tarikat mı?
Neyin nesi? Kimin fesi?
Sadece bir kuru kalabalık.
Mani de söylesen, davul da çalsan, zurna da üflesen senin derdine hükümetçe bir çare yok.
Haksız da değiller.
"Haydi, ananı al git" dediler.
Çiftçi çılgınca alkışlayıp oy verdi.
"Senin çocuğun da işsiz kalsın." Dediler.
İşsizler meydanlarda yaşa varol deyip oy verdiler.
"Kar edeni de, zarar edeni de satacağız" dediler.
Kimseler gıkını çıkarmadı. Sessiz sedasız koşar adımlarla oy verdiler.
"Ben pazarlamacıyım, varı yoğu özelleştirip satacağım" dediler.
Özelleşip, özel işsiz kalanlar yaşlısını, hastasını, kucaklarında taşıyarak hep birlikte oy verdiler.
Dini siyasetlerine alet ettiler.
Dindar vatandaşımız gözü kapalı oy verdi.
Yabancılar için Mülkiyet Edindirme Yasasını çıkartıp toprakları pazarladılar.
Zengin olma sevdasına topraklarını satanlar Euro'nun, Doların aşkı uğruna oy verdiler.
Petrol Yasası deyip, ülkenin yer altı zenginliklerini yabancı pazarlarına sundular.
Zenginleşiyoruz, kalkınıyoruz sevdasına tutulanlar sorgusuz sualsiz oy verdiler.
Vakıflar Yasasını çıkardılar,
Biz vakıftan anlamayız. Hakkı olanlar hakkını alsın diyenler oy verdi.
Ağa dediler,
Ağalar oy verdi.
Şıh dediler,
Şıhlar oy verdi.
Din dediler,
Dinciler oy verdi.
Yolsuzluk dediler,
Yolsuzluğa ortak olanlar oy verdiler.
ABD dediler,
Hiç kimse Fethullah'ın orada neden beslendiğini sorgulamadan Fethullah efendileri uğruna oy verdiler.
AB dediler,
Köleleşmek adına Brüksel'in başkent yapılması özlemine oy verdiler.
Daha nice, nice işler yapıldı. Altı yılda ülkenin altı üstüne getirilip, Cumhuriyetin ve Atatürk devrimlerinin taşları bir-bir yerinden oynatıldı.
Yurttaş olma yerine ümmet olabilmenin adına oy verildi.
AKP ikinci kez yüzde kırk yedi ile iktidara getirildi.
Maniler yazıp, davullar çalan emeklim suç kimin?
Bunca verilen oyların içinde emekli yok mu?, işçi yok mu?, işsiz yok mu?, Köylü yok mu?, aç yok mu?, yoksul yok mu?, din ile aldatılıp dinciliğe kapılarını açan dinciler yok mu?
Hükümet senin çığlığını neden duysun?
Sen nasıl olsa kesedeki kekliksin.
Elin oğlu bunun kitabını yazmış.
Her dönem limon gibi sıkılıp, fındık gibi yenilen sen değil misin?
Açlığını, yoksulluğunu, işsizliğini, sömürmesi için siyasilerin ellerine bu gücü verip, yollarını açan sen değil misin?
Ülkenin sömürgeleştirilmesine susan, insanının köleleştirilmesine sessiz kalan sen değil misin?
Bunca yolsuzluğun ve dolandırıcılığın siyasilerce pişkince savunulmasına fırsat veren sen değil misin?
İki gözüm, hükümet dediğin yer manilerle, davullarla, zurnalarla uyanmıyorsa sen uyan artık.
Bu siyasi çılgınlığa bir son ver.
Mart 2009'da yerel seçimler var.
Senin hesap soracağın gün,
Ogün bütün siyasiler uyanık olur, gözleri görür, kulakları duyar.
Maniler o gün anlam kazanır.
O gün davulların gümbürtüsü anlaşılır.
Zurnanın zırt dediği gün o gündür.
Kimden neyi istiyorsun neyi bekliyorsun iki gözüm
Kimi kime şikayet ediyorsun.
Çare sende, umut sende
Sen kendi çaresizliğini kendin çözeceksin,
Mühür sendeyse Süleyman sen olacaksın.
Uyan artık iki gözüm uyan!!!