Türk insanı yaşamının her anında birileri tarafından aldatılıyor ve kendisi de birilerini aldatıyor!.. Her geçen gün beyaz (!) yalanlara başka beyaz (!) yalanlar ekleniyor…
Aldatmanın ve aldatılmanın en fazla İş ve siyaset çevrelerinde olduğunu söylersem abartmış sayılmam. Bir de din adına aldatmak ve aldanmak var!
İşte birkaç örnek;
İş hayatında;
… "Kendisi toplantı da, ne zaman çıkacağını bilemiyoruz (!)"
İstatistiklerde;
… "2007 için kişi başına düşen millî gelir 9.269 USD oldu (!)"
Kadın-erkek ilişkilerinde;
… "Hayatım, o benim için hiç bir değer ifade etmiyor(!)"
En kötü aldatma ve aldanmaların yeri ise siyaset ve siyasî ortamlardır.
Birlikte yola çıkan, ya da çıktığını zanneden pek çok partili ilerleyen zamanlarda birbirini aldatır ve aldanır!.. Birbirlerinin gözünü oymak ya da oturduğu yerden kaydırmak için bin bir oyun sergilenir. Sözüm ona omuz omuza mücadele ettiğiniz partidaşınız bir de bakmışsınız sizi satıvermiş!..
Oy almak için neredeyse g…ü öpülen köylü vatandaşların köylülüğü hakaret malzemesi olarak kullanılır olmuş!..
Dedikodu, gıybet, riya ve ikiyüzlülük sınır tanımaz!..
"Ben" yaparım, "ben" bilirim zavallılıkları; kibir, yanındakini aşağılama, kasasına, makamına göre davranma, iş ve ihale kovalamacaları… Kısaca partiyi çıkarlara âlet etme çabaları…
Lidere ya da cebi dolgun üyelere yanaşan seviyesiz genç kızlar, kadınlar…
Dinî siyasete âlet eden bir partideyseniz, partidaşlarınızı namaz kıldığınıza ya da oruç tuttuğunuza inandırmak zorundasınızdır… Bu tarz partilerde Atatürk'e sövmek moda olmuştur!..
Pek çok parti lideri ise en fazla aldatan olmuşlardır!.. Hiçbir şey yapmasalar, beyaz (!) yalanlara başvururlar:
… "Türkiye'ye çağ atlatacağız (!)"
… "İnsana önem veren, insan merkezli, insanı onur burcuna oturtan bir partiyiz (!)"
… "Biz Anadolu insanını da biliriz, tezek kokusunu da (!)
…" Ben bu halka asla yalan söylemeyeceğim (!)"
Elbette siyasî yalanları saymaya kalksak ciltler dolusu yer tutar. Siyasiler önce kendi üyelerini aldatır, sonra halkı. İlk anda aldanan halk ise miting meydanlarında ya da başka ortamlarda alkışladığı siyasilerden intikamını sandıkta alır!..
İlim sahipleri, aydınlar, aydın geçinenler de bir şekilde aldatır. İlmine, bilgisine güvenirsiniz, bir de bakarsınız ki söylemleri ile gerçek yaşamda uyguladıkları aynı değil!.. Bu en kötü aldatış ve aldanışlardan birisidir. Yüce Yaradan Şeytan'a da ilim vermiştir… Her ilim sahibi arkasından gidilecek kişi değildir…
Günümüz medyasının büyük bir bölümü de aldatmaktadır. Yandaşlık ve kesedaşlık uğruna tarafsız olamayan bir kısım medya halkı aldatır, yanlış yerlere yönlendirir Bilgi kirliliğine yol açar…
Aldatan bir kez aldatır, aldanan da bir kez aldanır. Aldattığını zanneden ise aslında kendisini aldatmaktadır…
Aldanan er ya da geç aldandığını anlar; uyanır, ayağa kalkar ve gereğini yapar.
Peki ya aldatan?!
En zalimi ise Allah ile aldatanlardır. Bu gün Allah ile aldatılmanın faturasını tüm Türkiye ödüyor. Ama Allah ile aldatanlardan daha zalimi vardır; Allah ile aldatıldığımızı söyleyenler!..
İşte onlar en yaman aldatıcıdırlar!..