Zengin olmayı hedefleyen genç bir
üniversite öğrencisi bu konuda kitap yazmış bir yazara gider ve
kendisine zengin olmanın yollarını öğretip öğretemeyeceğini sorar.
Yazar, bu delikanlıya bunu öğretebileceğini söyler ve ona şu öğütleri
verir:
- Bir konuda hedefine odaklanırsan dikkatin o hedefe toplanır
ve neticeye gidersin. Hayatını hedef belirlemeden geçirirsen hayatın
kararsızlık ve sıkıntıyla dolu geçer. Çünkü o zaman senin için her şey
zaman geçirici ve oyalayıcı olmaktan başka bir anlam ifade etmez.
Ayrıca çeşitli zorluklar karşısında dayanma gücü bulamazsın.
Hedefin
yoksa sahip olduğun potansiyelin hiçbir anlamı yoktur. Barajı olmayan
bir akarsuyun suları faydasızca akar gider. Eğer hayatın efendisi olmak
istiyorsan hedeflerinin bir listesini yap, bunları bir kağıda dök hatta
hayallerinin rengarenk resimlerini çiz.
Delikanlı yazarı dikkatle dinler ve ona şu cevabı verir:
-
Hocam bu söyledikleriniz çok güzel, ama hedeflerimi kağıda yazmamın
benim için hiçbir anlamı yok. Benim hedeflerim yıllardır aklımda ve
sürekli olarak bunları düşünüyorum der.
Yazarın ısrarlarına rağmen delikanlı hedeflerini yazmaya yanaşmaz.
- Peki, der yazar delikanlıya, seni şu yandaki odaya alalım.
Delikanlı
yandaki odaya girer ve kapı arkasından kapanır. Odada bir bilgisayar
vardır ve ekrandan şöyle bir yazı geçmektedir. "Bu oda bir dakika sonra
infilak edecek!"
Delikanlı bu yazıyı görünce paniğe kapılır ve hemen
kapıya yönelir, ancak kapı kapalıdır ve bağırmaya başlar. Sesini
kimseye duyuramayınca kapıyı tekmeler. Bu sırada ekranda geri sayım
başlamıştır. �59, 58, 57..."
Delikanlının paniği iyiden iyiye
artmıştır. Kapı açılmayınca pencerelere doğru koşar, ancak pencerelerde
demir parmaklıklar vardır. Bu arada saniyeler "30, 29, 28..." diye
geriye doğru ilerlemektedir. Tekrar kapıya yönelir, bütün gücüyle
kapıyı yumruklamaya ve avazı çıktığı kadar "İmdat!.." diye bağırmaya
başlar. Saniyelerin geri sayımı sürmektedir: "10, 9, 8.." O sırada kapı
açılır ve yazar içeri girer.
- Ne oldu evladım ne bu panik? diye sorar.
- Derhal buradan kaçalım! Biraz sonra burası infilak edecek! diye bağırır delikanlı.
Yazar gayet sakin bir şekilde:
- Hayır öyle bir şey yok, nereden çıkardın bunu? diye sorar.
Delikanlı şaşkın bir şekilde bilgisayar ekranını gösterir:
- Ama orada öyle yazıyordu, der.
- Öyle mi?, der yazar. Yazı, demek bu kadar önemli. Öyleyse hadi gel, hedeflerimizi yazmaya başlayalım.