Ebedi Güzellik Reçetesi Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan ; İnsanlara iyilikle bak. İnce bir bedense istediğin ; Ekmeğini acılarla bölüş. Ve...güzel dudaklara sahip olmak için ; Sadece ama sadece güzel ve doğru sözler söyle.
(Audrey Hepburn)
Güzellik kimine göre bir karakter kimine göre huy kimine göre uyum kimine göre iyilikle özdeşleşen bir kavram.
Kimine göre de bir değer.
Üzerinde çok farklı görüşler fikirler ileri sürülse yorumlar yapılsa da.
Güzellik de mutluluk gibi göreceli bir kavramdır. Sanırım en geçerli olanı da insanın iç güzelliğidir.
İnsanın kendine olan güveni ve kendisiyle barışıklığı haliyle iç güzelliğini dışına da yansıtır.
Tabi bunu fiziksel anlamda söylemiyorum.
Güzellik ve mutluluk her şeyden önce insanın kendisiyle barışıklığıdır.
Çünkü insanın kendini var sayması kendini beğenmesi kendini olduğu gibi kabul etmesi gerekir ki dışındaki güzelliklere yönelebilsin.
Kişilik kazanmış içten güçlü kişi başkalarının ön yargılarından pek rahatsız olmaz.
Başkaları tarafından fiziğinin beğenilip beğenilmemesi çok önemli değildir o kişi için.
Demek oluyor ki; mutluluk ve güzelliği başkalarının gözünde arayan kişinin ne huzuru ne de kendine güveni pekişir.
Bilinmelidirki; içimizde sahip olduğumuz güzellik ve sevgi duygusu bütün zenginliklerin değerlerin güzelliklerin üstündedir.
İnsanın iç değerleriyle insan oluşunun doğal bir tezahürüdür bu. Ne yazık ki bir çok insan bu asıl değerlerin bilincinde değil.
Güzellik fiziki yada yüzeysel bir takım ucuz değerler kavramıyla sınırlanamaz.
Güzellik duygusu bütün güzelliklerin derinliğini içinde barındıran insanın iç değerlerinin derinliğiyle ilintili bir kavramdır.
Kuşkusuz tüm sorunların çözümü yine kendini bilmeye ve sevmeye gelip dayanır.
Kendini ölçemeyen özvarlığının ne olduğunu bilmeyen doğayı insanı toplumu kendini ve hayatı da bilemez.
Bütün mesele insanın kendini düşün ve değer terazisinde tartabilmesi sevgi ve mantık metresiyle ölçebilmesidir.
Unutmayalım ki; aynanın tek görevi vardır o da insana kendisini göstermek.
Öyleyse o insan bir ömür boyu o aynanın karşısında kendisiyle barışık durmak zorundadır.
Neden çünkü kendini görmesi kendini tanıması kendini sevmesi ve kendisiyle barışması için.
Kendini görmek tanımak sevmek ve kendiyle barışmak her şeyden önce bir motivasyon bilinç ve güven gerektirir.
İnsanın başkalarının karşısında vereceği sınavlardan çok kendine vereceği sınav önemli.
Aynaya bakınca başkalarının gördüğü yüzün yada biçimin ötesinde asıl güzelliğin ne olduğunu bilmenin adına kendine özsaygı ve güven deniliyor.
İçini güzelleştiren ve içinin güzelliğini derinleştirebilen insan akıllı ve güzel insandır.
Bakın “Dale Wimbrow” ”Ayna” başlıklı yazısında ne diyor.
“Kendiniz adına yaptığınız mücadeleyi kazanmak Ve dünyanın sizi de bir gün bir kral gibi davranmasını istediğinizde sadece bir aynanın karşına gidip kendinize bakın ve O yüzün size ne dediğini görün. Ne babanız ne anneniz ne de eşiniz O anda üzerinizde etkisi olan; Söyledikleriyle hayatınızı etkileyen Aynada size bakmakta olan kişi. Bazıları dürüst bir dost olduğunuzu düşünebilir Ve sizin için harika bir dost yada arkadaş diyebilirler. Fakat aynadaki yüz tam gözlerinin içine bakamıyorsanız işe yaramazın biri olduğunuzu söylüyor. Hoş tutmanız gereken kişi kendinizsiniz boş verin gerisini Çünkü yolun sonuna kadar kendinizle gideceksiniz. Aynadaki yüz dostunuzsa geçtiniz demektir en zor sınavınızı. Kandırabilirsiniz tüm dünyayı ve geçerken yanlarından herkes sizi tebrik edebilir fakat yolun sonundaki hediyeniz kırık bir kalp ve gözyaşları olacaktır eğer aynadaki yüzü aldattıysanız. Öyle veya böyle hayatı yaşamak gerek yaşamı da güzelleştirmek. Güzelleşmek bir çabadır kendine güvendir bir iç derinliği iç zenginliği ve iç güzelliğidir. Herkesin güzel bir tarafı vardır elbet yeterki farkına varıp bunu dışarı yansıtmasını bilsin. Güzellik bir çabaya harcanan emektir. Öncelikle insanı doğayı hayatı sevmekle başlar güzellik. Kişiliğini iyilikle besleyen yaşatan onurlu ve vicdanlı olmak da bir güzelliktir. Güzelliğe sadece estetik ve fiziki açıdan bakmamak lazım. İnsan önce özgüvenini geliştirmeyi iradesiyle pekiştirmeyi öğrenmeli. Öğrenmezse yıkılır mutsuz olur. İnsan yalnızca toplumun ucuz değer yargılarıyla kendini yargılayıp bilincini geliştirmezse dünyası dar mutsuz ve sefil bir çerçevede kalır. kendini beğenmez kendisiyle barışık olmaz kendini sevmez. Güzellik kendini geliştirmeyen ve iç dünyasını zenginleştirmeyen insanlar kendisiyle barışmayı kendini sevmeyi hak edemez. Çünkü kendini sevmek kendini beğenmek milimetrik uğraşlarla kurulmuş berk bir yapıdan sonra hakedilir ancak. Her şeyden önce insan önce yüreğiyle buluşmalı duygularıyla vicdanıyla yani içsel insani değerleriyle buluşmalı. Aksine yalnızlıktan sevgisizlikten mutsuzluktan kurtulamaz. Düşküne el uzatan yardıma ihtiyacı olana yardım eden kişi de güzeldir. İnsan sevgisi saygısı ile yaşamını da güzelleştirmelidir ki çevresine güzellik saçsın. Güzel olduğunu inandırabilsin kabul ettirebilsin değil mi?...