|
| Tarihte Bugün 28 Mayıs | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
sitekurucusu Admin
Mesaj Sayısı : 23648 Doğum tarihi : 01/04/65 Kayıt tarihi : 17/02/08 Yaş : 59 Nerden : insanligin oldugu yerden
| Konu: Tarihte Bugün 28 Mayıs Cuma Mayıs 29, 2009 4:12 pm | |
| Tarihte Bugün 28 Mayıs Tarihte Bugün 28 Mayıs
Olaylar
1862 - Sayıştay kuruldu. 1902 - Bilim adamı Thomas Edison pili buldu. 1913 - Osmanlı'da ilk feminist örgüt sayılabilecek Teali-i Nisvan kuruldu. 1918 - Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti. 28 ay bağımsız kalan Türk devleti, 27 Nisan 1920'de SSCB'ye katıldı. 1919 - Mustafa Kemal Paşa, Havza'dan, sivil ve asker yüksek memur ve komutanlıklara, işgallere karşı çıkılan mitingler düzenlenmesini bildirdi. 1919 - İstanbul'da tutuklanan İttihat ve Terakki ileri gelenleri, Malta'ya sürgüne gönderildi. Bu ilk kafilede 66 kişi yer alıyordu. Sürgünler 20 Kasım 1920'ye kadar sürdü. 1928 - Bakanlar Kurulu, Millet Mektepleri açılmasını kararlaştırdı. 1933 - Naziler Alman Komünist Partisi'nin bütün mallarına el koydu. 1953 - Kore'de 28-29 mayıs savaşlarında Türk tugayı 155 şehit verdi. 1954 - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) en çok konuşulan diller arasına Türkçe'yi de aldı. 1959 - ABD tarafından uzaya gönderilen iki maymun sağ olarak Dünya'ya döndü. 1960 - Milli Birlik Komitesi, Orgeneral Cemal Gürsel'e MBK başkanlığının yanı sıra, başbakanlık, milli savunma bakanlığı ve başkomutanlık görevlerini de verdi. Orgeneral Gürsel aynı gün asker ve sivil üyelerden oluşan bakanlar kurulunu açıkladı. Başbakan Adnan Menderes, Kütahya yolunda tutuklandı. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve yedi bakanın Silahlı Kuvvetler gözetiminde olduğu açıklandı. 1961 - Uluslararası Af Örgütü, Londra'da kuruldu. 1987 - Batı Alman pilot Mathias Rust küçük uçağıyla Sovyet hava koridorunu delerek Kızıl Meydan'a indi. Hava Kuvvetleri Başkomutanı Koldunov görevden alındı. 1992 - Türkiye ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayan Ümit Köprüsü hizmete girdi. 1999 - 57'nci hükümet kuruldu. MHP, DSP ve Anavatan Partisi'nden oluşan koalisyon hükümetinde Başbakan Bülent Ecevit oldu. 1999 - Leonardo da Vinci'nin şaheseri Son Akşam Yemeği adlı tablo, 22 yıl süren restorasyon çalışmalarının sona ermesiyle İtalya'nın Milano kentinde yeniden sergilenmeye başlandı. 2002 - NATO, Rusya'yı sınırlı ortak ilan etti.
Doğumlar
1807 - Louis Agassiz, ABD'li zoolog, glasiyolog ve jeolog 1887 - Jim Thorpe, ABD'li sporcu (ö. 1953) 1860 - Isaac Albéniz, İspanyol besteci, piyanist. (ö. 1909) 1893 - Mina Witkojc, Alman yazar (ö. 1975) 1908 - Ian Fleming, James Bond'un yaratıcısı İngiliz romancı (ö. 1964) 1928 - Bülent Ecevit, Türk devlet adamı, gazeteci ve politikacı (ö. 2006) 1944 - Rudy Giuliani, ABD'li siyasetçi ve hukukçu 1954 - João Carlos de Oliveira, Brezilyalı atlet (ö. 1999) 1963 - Zemfira Meftahaddinova, Azeri atıcı 1964 - İskender Över, Küçük İskender mahlasıyla yazı yazan, şair, yazar. 1968 - Kylie Minogue, Avustralyalı şarkıcı 1981 - Uğur İnceman, Türk futbolcu
Ölümler
1787 - Leopold Mozart, Avusturyalı besteci. (Wolfgang Amadeus Mozart'in babası) (d. 1719) 1937 - Alfred Adler, Avusturyalı psikiyatrist (d. 1870) 1963 - Ion Agârbiceanu, Rumen yazar (d. 1882) 1971 - Audie Murphy, ABD'li aktör (d. 1924) 1978 - Orhan Peker, Onlar Grubu ressamlarından 1979 - Mary Pickford, Kanada asıllı ABD'li sinema oyuncusu (d. 1893) 1983 - Çiğdem Talu, Şarkı sözü yazarı 1986 - Edip Cansever, Şair (d. 1928) 1989 - Hüsnü GÜNEY - Türk Vatandaşı (d. 1930
| |
| | | sitekurucusu Admin
Mesaj Sayısı : 23648 Doğum tarihi : 01/04/65 Kayıt tarihi : 17/02/08 Yaş : 59 Nerden : insanligin oldugu yerden
| Konu: Geri: Tarihte Bugün 28 Mayıs Cuma Mayıs 29, 2009 4:13 pm | |
| Fetih ve Fatih || "Bir kelimeler ve mânâlar şehrayini.."
Kostantiniyye, suların ortasında şavkıyan bir Alaaddin Lambasıdır. Yürüdükçe kaçan, kaçtıkça uzaklaşan, kovalandıkça yakalanamayan bir meret sevgilidir adeta. Cilveli ve işveli bir masal perisidir sanki, düşlerin pembeliklerinde mavi kanatlarını çırpan... Bir esişi, bir gidişi, bir bakışı, bir gülüşü, duruşu var ki... Dağ gibi yüreklerde zelzele koparan...
O'na varmak ve O'nu tutmak için kimler düşmedi ki yollara... O, kaç yiğidin özlemi, kaç bahadırın sılası olmadı ki?... Kaç ateşin çengaver O'nun hasretine yanmadı ve rü'yasına yatmadı ki?...
Ama O, hep uzakta, uzakta, uzakta kaldı.
Uzaktadır O. Çok yakında oluşun uzağında, ama varılmak için yol bulunmaz O'na. Ama yol bulunur varılmak için O'na.
Derken bir on dokuz yaş inancı çağladı, çağın bağrından, çağların bağrına çağlayanlar gibi. Gümrah mı gümrah... Bir şimşek irade şavkıdı köhne sularda ateş yalımı izler bırakan. Yakıcı mı yakıcı... Sabrın sularına Kur'an'la açılan bir Ebu'l-Feth kıyam etti çağa, çağlara. Vakur mu vakur... Nurlu Peygamberin kutlu sözünün doğruluğuna şahitliğe çağrıldı çağa Fatih. Adil mi adil...
Bu bilindi ve bu sezildi ilkin Peygamber varisleri tarafından. Ve o zaman O'na, "İşte o sensin, beklenilendin sen" dendi. "Fatihsin sen, fetihler de senin içinde, buna inan, inan buna " dediler.
"İmanınla yürü" dediler O'na. İşte kirli düşünceler, daha küflü zamanlar... "Sultani uykuları terket. Ve diril ve doğrul ve çağla" dediler.
"Bir mutantan mehter ol, sal kaside dağlara... Sadanı gür tut ki, emr-i bülend taze şafaklara şehbal açsın" dediler.
Yürü ki seni bekleyenler var. Git ki sana gel diyenler var. Gel ey candan yakın canan, Gel ey şahin bakışlım, Gel ey kartal uçuşlum, Gel ey çağın, çağların fatihi. Gel ki, ruhu-u revan-u Muhamdi şad u handan olsun... Gel ey rü'yalar küheylanı, Gel ey hasret türkümüz. Gel yeter ki; Şehirleri kalbinden yar da gel, Radarlara yakalanmadan gel, Gökdelenleri del de, dağları devir de gel. Gel ki senle ve sende başlasın dirilişi çağların... Böyle baslar fethin öyküsü Fatih'de. Ve böyle başlamalı fetihlerin öyküleri fatihlerde. An gelir her insan bir Kostantin olur, her mü'minse bir Fatih. Ve vaktolur, her dem her mü'min bir zafer olur. Her mü'min bir şehid, Her şehid bir çiçek olur. | |
| | | sitekurucusu Admin
Mesaj Sayısı : 23648 Doğum tarihi : 01/04/65 Kayıt tarihi : 17/02/08 Yaş : 59 Nerden : insanligin oldugu yerden
| Konu: Geri: Tarihte Bugün 28 Mayıs Cuma Mayıs 29, 2009 4:15 pm | |
| Menderes'in idam öncesi son sözleri Bugün tam 49 yıl olmuş. Yarım asra yakın. Halbuki cumhuriyet kurulalı henüz 86 yıl olmuş. Demek oluyor ki, cumhuriyet tarihinin büyük bölümü bir dramın gölgesinde geçmiş. Şimdi ki durum çok mu farklı? Zihniyet çok mu değişti? Buna gönül rahatlığıyla “evet” demek mümkün mü? Demokrat Parti’yi kapatıp Menderes’i idam idam etmekle, misyon itibari ile o partinin devamı niteliğindeki partileri kapatma hırsından vazgeçmeyip üstelik liderlerini, mesela şimdiki reisi cumhuru bir kulpunu bulup indirme çabası arasında ne fark var? Hala yatışmamış, nedeni ne olduğu tam olarak bilinmeyen büyük bir öfkenin izleri halen sürüyor. Bu ülkeye, bu millete hizmet etmenin bedeli ağırdır diye bir söz vardır. Keşke bu sözün aksi bir durum gerçekleşseydi demek geçiyor insanın içinden ama, akla gelen tüm örnekler yukarıdaki saptamayı doğrulayacak cinsten maalesef. Bu ülkeye yaptığı hizmet millet vicdanında makes bulmuş hiçbir isim olmasın ki, ahir ömründe sıkıntı çekmemiş, kendisine çektirilmemiş olsun. Bir çırpıda insanın aklına o kadar çok isim geliyor ki... Taha Akyol yazmıştı;; 1960 yılındaki 27 Mayıs darbesi günlerinde Ankara'daki Amerikan Büyükelçisi Fletcher Warren, Washington'a gönderdiği uzun mektupta şunları yazar: "Bütün meslek hayatım boyunca, Menderes ve Demokrat Parti (DP) liderlerine karşı aydınların ve ordunun duyduğu gibi bir nefreti hiçbir yerde görmedim. Başka bir ülkede olsa bu insanlar, tarafsız yargılanmaları ve insaflı davranılması için ayağa kalkarlar ama Türkiye'de Bayar, Koraltan, Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın idam edilmesi için çağrı yapıyorlar! Bu tablo gerçekten korkutucu..." der. Sözün kısası, bugün 27 Mayıs... 20. Yüzyılın en utanç verici, en dramatik olayı olan 27 Mayıs 1960 darbesinin 49. yıldönümü. İdama doğru... 27 Mayıs darbesi sonrası Demokrat Partilileri yargılamak için kurulan Yassıada Mahkemesi’nden Menderes, Zorlu ve Polatkan için idam kararı çıkınca, Menderes kararın infazı için İmralı adasına gönderildi. Menderes, geminin yanaştığı iskeleden idamını bekleyeceği hücresine kadar 100 metrelik yolu hiç kimsenin yardımını olmadan rahatça yürüdü. Ayrıca misafir salonu ile darağacının bulunduğu yer arasındaki 80 metrelik yolu da, gene aynı rahatlıkla katetti. Halbuki mahkemeler boyunca iyice bitap düşmüştü. O kadar ki, yazar Samet Ağaoğlu’nun anlatımıyla; “Bayar’ın yanında oturanı seçemedim önce. Yalnız çok ince bir boyun, gevşek beyaz yaka ve sarı saçlar gözüme çarptı. Bir ara başını çevirdi, o zaman Bayar’ın yanında oturanın Adnan Bey olduğunu hayretle gördüm. Yarabbi ne hale gelmişti! Zayıflamış, zayıflamıştı. Yüzünde benek benek çiller. Sanki uzun bir hastalıktan yeni kalkmıştı...’ diyecektir. (Arkadaşım Menderes, 1967, Baha Matbaası sf: 176) O kadar ki, Yassıada'da tebessüm etmek bile yasaktı. Çünkü tebessümler bir alay, bir hiçe sayış olarak değerlendiriliyordu. Menderes'e Milli Birlik Komitesi'nin idam tasdik kararı, kendisine tahsis olunan misafir salonunda Yassıada Başsavcısı Egesel tarafından tefhim edildi. Cumartesiyi pazara bağlıyan gece saat 01.30'da Zorlu ve Polatkan için yapılan formaliteler, Menderes için de tekrarlandı. Son arzusu sorulduğu zaman bir sigara istedi. Verilen Yenice sigarasını içerken son sözlerini söyledi: “Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın.” Son arzusu, milletin refahını temenni etmek olmuştu. Menderes, sabaha karşı saat 02.31'de Zorlu'nun ipe çekildiği darağacında asılmak suretiyle idam edildi. Asıl suçları neydi? Son Menderes hükümeti (23. hükümet) Kıbrıs konusunda imzaladıkları ortaklık anlaşmasına garantörlük maddesini yerleştirerek Türk ordusunun 1974 yılında iki aşamada gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'nın hukuki zeminini hazırlamış , önemli ve yaşamsal bir uluslararası başarıya imza atmışlardı. Bu imza, Osmanlı Devleti’nin gerileme sürecine girdiği geçmiş asırlar boyunca Türk Milleti’nin attığı en onurlu, dış politikada ilk kez böylesine varlığını hissettiren anlaşmalardan biriydi. Bir ilkti.. Türkiye, 1959 yılında hazırlanan ve 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla uluslararası geçerlilik kazanan Garanti Anlaşması’ndan doğan haklarını kullanarak sözkonusu müdahaleyi gerçekleştirebilmiştir. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’ye garantörlük sıfatını veren ve Kıbrıs'ın bağımsızlığını tanıyan Garanti Anlaşması’nın (Londra Anlaşması, 1959) 2. Maddesi şöyledir: “Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu anlaşmanın birinci maddesinde gösterilen yükümlülüklerini göz önüne alarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, güvenliğini ve aynı zamanda Anayasa’nın temel maddeleriyle kurulan düzenini tanırlar ve garanti ederler.” 17 Şubat 1959'da Londra'ya giderken uçağı düştü. Başbakan Adnan Menderes bu antlaşmayı, düşen uçağından sağ kurtulması sonucu bakım ve tedavi için kaldırıldığı klinikte, Londra'da imzaladı. Benim suikast olduğunu düşündüğüm o uçak kazası da bana göre o imzayı engelemek içindi. Bunu engellemeyince, faturayı idamla kestiler. 1961 yılında İstanbul Cumhuriyet Savcısı olan Senator Mehmet Feyyat, 2006 da yayinlanan ifadelerinde, “Telefonlarımızı kestiler ve Menderes usüle aykırı olarak idam edildi. İmralı Cezaevi’nin yönetimi İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na aitti. İnfaza ben bakabilirdim. İhtilal Başsavcısı yetkisi olmadığı halde infazı gerçekleştirdi” dedi. Kadere bakın ki, Menderes’in mirası Demokrat Parti’ye geçen hafta Hüsamettin Cindoruk genel başkan seçildi. Ben 22 Temmuz seçimleri öncesinde kendisi hakkında (17 Ağustos 2007’de), “Vah Menderes, demek Cindoruk avukatındı...” başlıklı yazı yazmıştım. Bu ülkede hala darbeye niyetlenen bedhahlara sesleniyorum. Geçmiş tüm müdahalerin utancı hala sırtımızda bir yük, bir vicdan ızdırabı olarak duruyor. Siz hala aklınız sıra yenisini üretmenin hesabını yaparken, millet geçmiş müdahalelerle yüzleşmek ve demokrasinin sağlam ikamesi için toptan fatura kesmek için ruhunu tatmin edecek bir bekleyişte duruyor. Size tavsiyem aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Çok fena gerildik, haberiniz olsun. Sakın ola gözümüze görünmeyin. “Yeter” kelimesi bu defa asla sözde kalmaz, bilmiş olasınız. Hiç kimse ve zümre milletten daha güçlü değil...
Prof. Dr. Osman ÖZSOY | |
| | | | Tarihte Bugün 28 Mayıs | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |