Suskunluğumun ayak izlerine karıştı sessizliğin... Attığım çığlığı yutkunamadım asırlardır...
Her bir parçası yitik zamanlara bölünmüştü Her bir damlası ayrı acı veriyordu gözyaşlarımın..
Bir açıklaması olmalıydı İçimi yakan soruların.. Ve bir çıkışı vardı elbet kaybolduğum çıkmazların..
Şimdi gittin öylemi bilinmez meçhul diyara? Bir daha gelirmi söyle zaman geç kalmışlıklara...
Oysa öyle eksik değildi eskiden gülüşlerim Işıl ışıl bakardı şimdi mahsun gözlerim...
Ne de mutluyduk oysa sımsıkı sarılırdık Biz hiç ayrılmayız Hiç bitmeyiz sanardık..
Geldiğinde bilmezdim giderken bu kaçış niye? Bir çıkmaz içinde söyle çıkarmıydık temize...
Aslında tüm soruların cevapları belliydi Bizimkisi sadece umutsuz bekleyişti...
Neydi beklediğimiz söyle Sihirli bir el yoksa bir sihirli değnek mi Hangi mucize birleştirirdi Söyle ayrılan ellerimizi?
Çoktan bitmesi gerektin seni çağıran dudaklarımda... Bilinmez ki her acı sır dı Her acı derin bir yara...
Oysa nasıl da titrerdim geçtiğinde adın Ölüm olsan ancak bu kadar acıtırdın...
Bu nasıl bir sevda ki bedelleri çok ağır bitti dedim çoğaldın Senden kaçmıştım oysayine bak sana vardım..
Bekliyorum şimdi ne zaman gelir sesin Mahşer günü bugündür burdadır beklediğin.. Belki de çoktan unuttun "nerede " bekleyecektin? Ve adımı böceklere ne diye ezberletecektin?
Bu sessizlik çok acı bir şeyler söyle hadi İstersen ver hükmümü istersen kır kalemi Son kez dinle fakat son kez bak gözlerime Bir kez anla şimdi bir kez güven sevgime..
Haydi artık sevgilim ödet bedelini bu aşka Ölüm bile güzel gelir "Kavuşmak" sana olacaksa...