Acelya
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Acelya

ACELYANIN DÜNYASI DOSTLUGUN VE SEVGININ TEK SIMGESI
 
PortalPortal  AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 11 2010 ocak günün hikayesi, kabak

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sitekurucusu
Admin
Admin
sitekurucusu


Koç
Yılan
Mesaj Sayısı : 23648
Doğum tarihi : 01/04/65
Kayıt tarihi : 17/02/08
Yaş : 59
Nerden : insanligin oldugu yerden

11 2010 ocak günün hikayesi, kabak Empty
MesajKonu: 11 2010 ocak günün hikayesi, kabak   11 2010 ocak günün hikayesi, kabak Icon_minitimeCuma Ocak 15, 2010 12:58 am

11 2010 ocak günün hikayesi, kabak

Kabağın Bir Sahibi Var

Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele makamının sonuna gelir
Meşrebin usulünce bundan sonra her türlü süsten,
gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir.
Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir. Her türlü
görünür süslerden arınması gereklidir...
Saç, sakal, bıyık, kas, ne varsa hepsinden. Derviş, usule
uygun hareket eder, soluğu berberde alır.
- Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar. Derviş aynada
kendini
takipetmektedir.
Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer
tarafa usturayı vuracakken,
yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı
bir tokat atarak:
- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye kükrer.
Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kaideyi
bozmaz derviş.
Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup, fakat
korkmuştur.Ses çıkaramaz.
Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar.
Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılar
dervişi, alay eder:
'Kabak aşağı, kabak yukarı.'
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkândan çıkar. Henüz birkaç
metre
gitmiştir ki,
gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine
gelir.
Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır. Derken, iki atın
ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına
dalıverir. Kabadayı oracığa yığılır, kalır. Ölmüştür. Görenler
çığlığı basar.
Berber ise şaşkın, bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri
ihtiyarî sorar:
- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör
ki
kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!
Hikâye böyle...
Ama hayat da böyle...
Ensemize, kafamıza vurup vurup dalga geçen sahte
kabadayıların, kabağın da bir sahibi olduğunu,
bu sahibin de en affetmeyeceği şeyin kibir ve kul hakkı
[size=21]yemek olduğunu unutmaya başlayanlar, [/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acelya.forumakers.com
 
11 2010 ocak günün hikayesi, kabak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Acelya :: ACELYANIN GÜNLÜGÜ.Günü sözü:Günün Resmi.Günün Hikayesi:Günün Siiri:Günün Fikrasi-
Buraya geçin: