GAZİ EVRENOS
Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük hizmetleri bulunan Gazi Hacı Evrenos Bey, millî tarihimizde seçkin bir mevki işgal etmektedir. Bu değerli kumandan Rumeli kıtasının önemli yerlerini fethedenler arasındadır. Başarıları yalnız Türk tarihinde değil, Avrupa milletlerinin tarih sayfalarında da yer almıştır.
Gazi Evrenos Bey, 1288 tarihinde Balıkesir’de doğmuştur. Ataları ise, Akkoyunlu Türklerine dayanmaktadır. Büyük babası Bozoklu Han’ın Türkmen aşiretleriyle beraber Horasan’dan Anadolu’ya gelmiştir. Bu zatın yedi çocuğu vardı. Ertuğrul Gazi, Uçbeyi olduğu zaman Bozoklu Han ona yardımda bulunmuştu. Bozoklu Han’ın yedi çocuğundan biri de İsa Bey’dir ve Evrenos’un babasıdır.
Evrenos Bey’in asıl adı Evren’dir. Anadolu’da Evren adlı birçok köy bulunduğu gibi, eski devirlerde isim olarak da kullanılan Evren kelimesi, Türklerin ebedî hayat diye inandıkları efsanevî bir yılanın adıdır. Us kelimesi de bey manasına gelmekte olduğuna göre Evrenos, Evren Bey demektir. Evren Bey’in nesebi şu zatlardır: Bozoklu Han, Kuşdemir Han, Özer Han, Gündüz Han, İsa Bey, Evrenos Bey’den sonra ise İkiyürekli Ali Bey, Gazi Ahmet, Musa Bey gelmişlerdir.
Evrenos Bey, Balıkesir’de babasının terbiyesiyle büyümüş ve güçlü bir eğitim görmüştür. Asil bir Türkmen soyuna dayanan Evrenos, Karesi Beyi Aclan Bey’in ordusuna girerek çalıştı.
Fakat Orhan Gazi, Karesi Beyliği’ni fethedince, Ece Bey ile beraber Orhan Gazi’nin hizmetine girdi. Orhan Gazi, oğlu Süleyman Paşa’yı Balıkesir’e vali tayin ettiği zaman Evrenos Bey’i yanına müşavir olarak verdi. Süleyman Paşa Evrenos Bey’de yüksek bir askeri kudret görerek onu pek sevdi. Onu yanından ayırmaz, her işini onunla müşavere ederdi. Orhan Gazi, oğlu Süleyman Paşa’yı, Rumeli’nin fethine memur edince Süleyman Paşa, Evrenos Bey’i de maiyetine aldı.
Gazi Evrenos’un, Avrupa yakasına askerî kuvvetleri getirmek için gemiler tedarikinde büyük hizmetleri dokundu. Süleyman Paşa ve Evrenos Bey, bir Türk ordusu ile, Gelibolu’dan Avrupa toprağına ayak bastılar. Şehzade askerlerini birkaç kola ayırdıktan sonra, Evrenos Bey, Keşan havalisini fethetmekle meşgul iken, kuvvetli bir düşman ordusu üzerine gelmeye başladı. Evrenos Bey, bu kuvvetleri sabaha karşı yıldırım gibi bir taarruzla perişan etti.
Evrenos Bey’in bu muvaffakiyetinden memnun olan Süleyman Paşa, Evrenos Bey’in hizmetlerini överek bu zaferi babasına bildirdi. Orhan Gazi de Evrenos Bey’e bir kılıç, bir de kaftan gönderip vakıf için istediği yerleri temlik eylediğini belirten bir de ferman gönderdi. Bu başarısından sonra Süleyman Paşa avlanırken atından düşerek öldü.
Süleyman Paşanın öldüğünü duyan Balkan milletlerinden Rumlar, Bulgarlar, Sırplar ve Ulahlar, Türkleri Avrupa’dan kovmak için otuz bin kişilik bir müttefik ordusu hazırladılar. Bu askerin bir kısmı denizden gelerek Gelibolu’ya çıktılar. Fakat Gazi Evrenos yıldırım gibi bunların üzerine gelerek bir kısmını karada, bir kısmını da gemilerinde mahvetti. Bu sıralarda Orhan Gazi oğlunun acısına dayanamayarak vefat etti.
Orhan Gazi’nin yerine oğlu Murat Hüdavendigar, Osmanlı tahtına üçüncü padişah olarak oturdu. Yeni padişah, Gazi Evrinos Bey’i Gümülcine’nin fethine memur etti. O sıralarda Hacı İlbey, Edirne’yi fethedince, padişah bu şehre geldi. Fakat bir müddet sonra Bursa’ya dönerek Lala Şahin Paşa’yı Rumeli Beylerbeyi olarak Edirne’de bıraktı. Hacı İlbey’in vefatı üzerine Rumeli fetihleri Evrenos Bey’e kaldı.
Bizans imparatoru yeni bir ordu hazırlayarak bunları Yalova ve İzmit taraflarına gönderdi. Bu haber üzerine Evrenos Bey, Bizanslıları tehdit etmek maksadıyla kuvvetleriyle İstanbul üzerine yürüyerek Yeşilköy’e kadar geldi. İmparator Türklerin İstanbul kapılarına dayanmasından korkarak barış istemeye mecbur kaldı. Bundan sonra Evrenos Bey, Makedonya’nın fethine gitti. Evrenos Bey ve Hayrettin Paşa, Manastır şehrini fethederek Osmanlı mülküne kattılar. Bu şehirden sonra Selanik şehrini kuşattılar.
O sıralarda Murat Hüdavendigar, oğlu Beyazıt’a, Germiyanoğlu Yakup Bey’in hemşiresi Devlet Hatun’u almaya karar verdi. Bursa’da parlak bir düğün hazırlandı. Bu düğüne Evrenos Bey de davet edildi. Evrenos Bey, düğüne yüklü miktarda hediyeler gönderdi. Bu hediyeleri gören padişah:
Bizim Koca Evrenos’un hediyeleri hükümdarların hediyelerinden üstünmüş! Aferin Evrenos! Dedi.
Bu hediyelere mukabil Padişah da Mısır Hükümdarı Sultan Berkok tarafından gönderilmiş olan atları takımı ile Evrenos Bey’e ihsan etti.
Bundan sonra Evrenos Bey’e Gazilik unvanı verildi. Aynı yıl da hacca gederek de hacı oldu.
Gazi Hacı Evrenos Bey, hacdan döndüğü zaman Avrupalı müttefik ordusu Kosova’ya gelip konaklamıştı. Bunu duyan Evrenos Bey derhal orduya katıldı. Padişahla Taslı mevkiinde buluştu. Bu kahramanı gören Murat Hüdavendigar onu kucaklayıp öptü. Gazi Evrenos, kırk kadar yiğidi yanına alarak keşfe çıktı. Birkaç gün sonra bir miktar esir elde ederek onları karargaha getirdi. Bu esirlerden oldukça bilgi elde edildi. Bunun üzerine Türk ordusu Kosova Ovasına doğru harekete geçip bir mevkide konakladı. Padişah bu mevkide askerî bir divan kurdu. İlk defa padişah Evrenos Bey’e:
Evrenos, hayli zaman seni buraların hudut muhafızlığında bulundurdum. Buraların ahvalini bilirsin. Bu sebeple fikirlerin cümlenin reyine tercih edilmek gerektir. Bu muharebe hakkında ne gibi tedbirler düşünüyorsun?
Evrenos Bey hemen ayağa kalkarak:
İltifat-ı şahanenize teşekkürler ederim. Dedi; emir ve rey Hazret-i Padişahındır.
Padişahın emri tekrarı üzerine de şu mütalaada bulundu:
Padişahım, dedi. Düşmanın üzerine ilk defa biz taarruz etsek, düşmanı yerinden oynatmak güç olur kanaatindeyim. Bunun için taarruzu onlara bırakalım. Onlar açılıp dağıldıkları zaman şiddetli ve umumi taarruza kalkalım. Şayet bozulurlarsa onlar bir daha düzelemezler. O zaman zafer bizim olur.
Padişah, Demirtaş, Yahşi Bey, Şehzade Yıldırım Beyazıt ve Sadrazam Ali Paşa’ya ayrı ayrı fikirlerini sordu. Onların hepsi de:
Evrenos Gazi’nin sözü sözdür!
Dedikleri zaman Padişah:
Benim de mütalaam böyledir.
diyerek bu şekilde taarruza karar verildi. Fakat bu esnada bir kumandan söz alarak:
Düşmanın önüne mühimmat develerini siper ederek muharebe etsek iyi olmaz mı? diye sordu.
Evrenos Bey, şu cevabı verdi:
Vaktiyle Büyük İskender, Hindistan’ı istila edince, o zamanın Hint Hükümdarı, İskender ordusunu şaşırtacağı kanaatine kapılarak, ordusunun önüne filler dizdirmişti. Fakat muharebe esnasında fillerin ürkmesi üzerine ordusu bozuldu. İskender de zafere ulaştı.
Bunun üzerine kumandanın teklifi reddedildi. Murat Hüdavendigar, merkezin kumandasını üzerine aldı. Gazi Evrenos ile Şehzade Beyazıt’ı sağ kanada, Şehzade Yakup Çelebi’yi de sol kanada verdi. Taarruz başlamadan önce Evrenos Bey, şunu tavsiye etti:
Sipahiler sağ ve sol safların önüne geçsinler. Bunlar düşmanı şiddetli bir ok yağmuruna tutsunlar. Bu şiddetli ok yağmuru ile düşmana göz açtırmasınlar.
Evrenos’un bu fikri de derhal kabul edildi. Bundan sonra Birinci Kosova Meydan Muharebesi bu plan üzerine bütün şiddetiyle başladı.
Düşman ordusu perişan edilerek Kosova zaferi kazanıldı. Lakin ne yazık ki, bir Sırplının hançeri ile Murad Hüdavendigar Kosova’da şehit edildi. Bu muharebede Evrenos Bey, Erkanı Harbiye Reisliği vazifesini ifa etmişti.
Murad Hüdavendigar’ın ölümü üzerine yerine oğlu Yıldırım Beyazıt tahta geçti. Yeni padişah, Gazi Evrenos’u Makedonya havalisinin muhafazasına memur etti. Yunanlıların rahat durmaması üzerine Gazi Evrenos kuvvetleriyle Teselya’ya girerek şehri baştan başa fethetti. Tam bu esnada müttefiklerinden bir haçlı ordusu Tuna’yı aşarak Niğbolu Kalesini kuşattı.
Yıldırım Bayezit, büyük bir ordu hazırlayarak Niğbolu üzerine yürüdü. Gazi Evrenos, bu muharebeye de katıldı. Yıldırım Bayezit müttefik ordularını yenerek Niğbolu Zaferini kazandı. Bu harpten sonra Yıldırım Bayezit Anadolu’yu istila eden Timurlenk’in üzerine yürüdü. Fakat Timur’a yenilerek Ankara Meydan Muharebesi’nde esir düştü.
O zamanlar Anadolu’nun birliği bozularak, Yıldırım’ın oğulları her tarafta istiklal davasına kalktılar. Rumeli’de Emir Süleyman, hüküm sürmeye başladı. Evrenos Gazi, Rumeli’de bulunduğu için Emir Süleyman’ın emrine girmeye mecbur kaldı.
Fakat Şehzade Musa Çelebi, Rumeli’ne geçerek Emir Süleyman’la mücadeleye girişince, Evrenos Bey, Selanik taraflarına çekildi. Musa Çelebi, kardeşini yenerek Edirne’de padişahlığını ilan etti. Şehzade Musa, Evrenos Bey’i hizmetine davet etti. Fakat Evrenos Bey, gözlerinin görmediğini bahane ederek gelmek istemedi. Fakat Musa Çelebi onu zorla yanına çağırttı. Gözlerinin görüp görmediğini anlamak için ona sofrada et yerine kurbağa ikram etti. Evrenos Bey, korkusundan kurbağayı yemek zorunda kaldı.
Musa Çelebi’nin üzerine Amasya’dan Çelebi Mehmet gelerek yeniden mücadeleye sebep oldu. Çelebi Mehmed, Evrenos Bey’i ordusuna davet etti. Musa Çelebi ile yapılan bu harpte Gazi Evrenos beş oğlu ile beraber sol kanatta savaştı. Bu muharebede Musa Çelebi de öldürüldü. Çelebi Mehmet Anadolu’nun birliğini kurunca, Evrenos Bey’e birçok ihsanlarda bulundu. O yine oğullarıyla beraber devlet hizmetine koyuldu. Oğullarından Ali Bey, İsa Bey, torunlarından Süleyman, Gazi Ahmet ve Mehmet Beyler devlet hizmetinde büyük yararlılık gösterdiler.
Gazi Evrenos Bey, 1417 tarihinde 129 yaşında hayata veda etti. Mezarı Yenice Vardarı’ndadır. O zamanlar ölümüne (Kınına girdi o gaza kılıncı) tarihi düşürülmüştür.
Gazi Evrenos Bey, Avrupa topraklarında Türkün nam ve şanını yükselten en büyük kumandanlardan biridir. Yenice-i Vardar’da bir çok cami, medrese ve imarethaneler yaptırıp bunlara hepsine de vakıflar tahsis etmiş bir hayırseverdi