GÖZLERİNDE Kİ FİRARİ YILDIZLAR...
Lavanta kokulu yıldız yağmuruna tutuldu gözlerin,
bir gece vakti...
Boşluğa fırlatılan ayrılıkların bütün yükü omuzlarındaydı...
Çığlık çığlığa bir isyan yükseliyordu derinlerin de bir yerlerden...
Ve hayat yüzüne kusmaya bile değmezdi...
Soysuz yeminler,tutulmamış sözler olanca adiliğiyle
serilmişti koynuna...
İçinde yüzlerce ölüyü barındıran o geceler de edilirdi
bütün aşk yeminleri...
Sahibinden satılık sevdaların gamsızlığına boyun eğmiştin...
Rüzgarlara savrulmuş aşk sözcükleri bütün
inandırıcılığını yitirmişti...
Gözlerinde ki titrek mum alevi gözyaşlarını bastırmaya yetmiyordu...
Yakmıyordu ateşler,buhranlı bedenleri...
Belki de hiçbir zaman gerçekleşemeyecek bir rüyanın
peşine takılmıştın...
Ama biliyordum bensiz mutlu olamazdın sen...
Kendi kendini avutan bir deli değildim ben...
Sadece umutlar bir başka bahara kalmıştı...
Eski bir dosttan asla düşman olmazdı değil mi?..
İnandıramayacaktın beni hiçbir zaman unuttuğuna...
Sadece yüreğinin bütün gemileri kıyıya vurmuştu o kadar!..
Çaresizlik,akşamların boynuna asılı bir urgan misali
sürüklüyordu seni peşisıra...
Kolay teslim olmamıştın hiçbir kasvetli sevdanın ezip
geçici üstünlüğüne...
Koridorlar da tüketiyordun aşkı,adımlarını boşluğa atarcasına...
Soluksuz bekleyişlerden mecalin kalmamıştı yeni kalp çarpıntılarına...
Ne zaman gülümsemek istesen yüzüne tokat gibi çarpan gerçeklerin vardı...
Boğazına düğümlenen,ne aşağı ne de yukarı yutkunmana imkan tanımayan özlemlerin...
Dev hayal kırıklıkların...
Korkma!..
Benim sana zararım dokunmaz...
En azından sen de,bana dair ne varsa sana acı veren sil gitsin...
Gözlerinin benim vebalimi taşıması ağır gelir yüreğime...
O gözlere sadece geceleri lavanta kokulu yıldız yağmurları yakışır...
Bir de benim gözlerim...