|
| Atatürk eleştirilebilir mi? | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
sitekurucusu Admin
Mesaj Sayısı : 23648 Doğum tarihi : 01/04/65 Kayıt tarihi : 17/02/08 Yaş : 59 Nerden : insanligin oldugu yerden
| Konu: Atatürk eleştirilebilir mi? Perş. Haz. 05, 2008 6:49 am | |
| Bir fikir adamı olarak Atatürk eleştirilebilir. Fakat bu, O'nun "yanlış yolda olduğunu" söylemek değildir. Yapıcı bir üslüpla " eksik" veya " daha hızlı" olması gerektiği öne süren bir bakış açısıyla olmalıdır. Bu eleştirilere " yapıcı eleştiri" diyoruz. Atatürk ve yaptıkları hakkında "temenni" belirtmek ( keşke şunu da yapsaydı gibi...) ayrı O'nun kişiliğine, hatıralarına ve emeklerine, O'nun Milliyetçiliğine saldırmak ve yıkmaya çalışmak ayrıdır. Bu ikisi birbirine kesinlikle karıştırılmamalıdır. Örneğin direk Atatürk'ü ve Atatürk'ün Türkçü devrimlerini eleştirmekle, içi İnönü'cülükle doldurulmuş, devşirme, yobaz, ve her siyasetçinin kolayca sığınabildiği Kemalizm'i birbirine karıştırmamak gerek. İçi saçma sapan fikirlerle doldurulmuş, Atatürk'ün Türkçü duruşuna ve inkılaplarına tamamiyle aykırı olan ve parolası "Yurtta barış, Dünyada barış" gibi Atatürk'ün Devlet Başkanlığından doğan yüzeysel bir o kadar da taktiksel kelimelerini baştacı yapıp, Atatürk'ün Türkçü, Türk Milliyetçisi yönüne saldıran sahte Atatürkçülük vardır. Bir fikir adamı olarak Atatürk eleştirilebilir. Fakat bu, O'nun "yanlış yolda olduğunu" söylemek değildir. Yapıcı bir üslüpla " eksik" veya " daha hızlı" olması gerektiği öne süren bir bakış açısıyla olmalıdır. Bu eleştirilere " yapıcı eleştiri" diyoruz. Atatürk ve yaptıkları hakkında "temenni" belirtmek ( keşke şunu da yapsaydı gibi...) ayrı O'nun kişiliğine, hatıralarına ve emeklerine, O'nun Milliyetçiliğine saldırmak ve yıkmaya çalışmak ayrıdır. Bu ikisi birbirine kesinlikle karıştırılmamalıdır. Örneğin direk Atatürk'ü ve Atatürk'ün Türkçü devrimlerini eleştirmekle, içi İnönü'cülükle doldurulmuş, devşirme, yobaz, ve her siyasetçinin kolayca sığınabildiği Kemalizm'i birbirine karıştırmamak gerek. İçi saçma sapan fikirlerle doldurulmuş, Atatürk'ün Türkçü duruşuna ve inkılaplarına tamamiyle aykırı olan ve parolası "Yurtta barış, Dünyada barış" gibi Atatürk'ün Devlet Başkanlığından doğan yüzeysel bir o kadar da taktiksel kelimelerini baştacı yapıp, Atatürk'ün Türkçü, Türk Milliyetçisi yönüne saldıran sahte Atatürkçülük vardır. Burada şu önemlidir. Eleştirilen Atatürk'ün kendisi mi yoksa sahte Atatürkçülük (yani İnönücülük) mü? Atsız Ata başta olmak üzere, sahte Atatürkçülüğü, kemalizmi en çok Türkçüler eleştirmiştir. Bu doğru. Fakat Atatürk'ün kendisine ve değerlerine eleştiri veya hakaretin olduğu görülmemiştir. Bu zaten doğaya aykırıdır. Son Başbuğu Atatürk olan Türk milletinin bir ferdi Ata'sına yan gözle bakanın gözünü oyar. O'nın dönemini yaşamış ve onun Türkçülüğünden memnun olmuş biri olarak Atsız Ata'nın da Atatürk hakkında bir çok övgü dolu sözleri vardır. Örneğin geçen haftalarda Atatürk'e "bu adam" diye hitap edebilen Profesör elbette Atatürk'ün kendisini eleştirmiştir. Daha sonrada toparlamak için "kemalizm gerilemektir" demiştir. Profesör beğ bunlara açıklık getirmemekle beraber sürekli kıvırıyor. Aldığı tepkiler yüzünden de "yanlış anlaşıldım" diyor. Atatürk'ün yaşadığı yıllar yapıcı ve yıkıcı eleştiriler yapılmıştır elbet. Fakat Atatürk şu anda yokken ve biz onun emaneti ile gurulanırken Atatürk'ün kendisini eleştirenler hakkında ne düşünebiliriz? Atatürk döneminde yaşayıp da onu eleştirseydin zaten cevabını iyi ve kaliteli alırdın, fakat yıl 2006'da Ata'yı eleştirmek niye? Bu, art niyetten başka bir şey değildir. Bu eleştirilerin farkına varabilen her Türk, Atası Başbuğ Atatürk'ü her alanda korumaya, onun emanetlerine layık olmaya mecburdur. Hani bir söz vardır ya " insanlık borcu" diye, işte bu da " TÜRK'LÜK BORCUDUR". Burada şu önemlidir. Eleştirilen Atatürk'ün kendisi mi yoksa sahte Atatürkçülük (yani İnönücülük) mü? Atsız Ata başta olmak üzere, sahte Atatürkçülüğü, kemalizmi en çok Türkçüler eleştirmiştir. Bu doğru. Fakat Atatürk'ün kendisine ve değerlerine eleştiri veya hakaretin olduğu görülmemiştir. Bu zaten doğaya aykırıdır. Son Başbuğu Atatürk olan Türk milletinin bir ferdi Ata'sına yan gözle bakanın gözünü oyar. O'nın dönemini yaşamış ve onun Türkçülüğünden memnun olmuş biri olarak Atsız Ata'nın da Atatürk hakkında bir çok övgü dolu sözleri vardır. Örneğin geçen haftalarda Atatürk'e "bu adam" diye hitap edebilen Profesör elbette Atatürk'ün kendisini eleştirmiştir. Daha sonrada toparlamak için "kemalizm gerilemektir" demiştir. Profesör beğ bunlara açıklık getirmemekle beraber sürekli kıvırıyor. Aldığı tepkiler yüzünden de "yanlış anlaşıldım" diyor. Atatürk'ün yaşadığı yıllar yapıcı ve yıkıcı eleştiriler yapılmıştır elbet. Fakat Atatürk şu anda yokken ve biz onun emaneti ile gurulanırken Atatürk'ün kendisini eleştirenler hakkında ne düşünebiliriz? Atatürk döneminde yaşayıp da onu eleştirseydin zaten cevabını iyi ve kaliteli alırdın, fakat yıl 2006'da Ata'yı eleştirmek niye? Bu, art niyetten başka bir şey değildir. Bu eleştirilerin farkına varabilen her Türk, Atası Başbuğ Atatürk'ü her alanda korumaya, onun emanetlerine layık olmaya mecburdur. Hani bir söz vardır ya " insanlık borcu" diye, işte bu da " TÜRK'LÜK BORCUDUR". | |
| | | sitekurucusu Admin
Mesaj Sayısı : 23648 Doğum tarihi : 01/04/65 Kayıt tarihi : 17/02/08 Yaş : 59 Nerden : insanligin oldugu yerden
| Konu: Geri: Atatürk eleştirilebilir mi? Perş. Haz. 05, 2008 6:49 am | |
| Günümüz Kalasları ve yaşam biçimleri !!
Bir "orman ürünü" olan kerestenin salt inşaat alanlarında bulunduğunu sananlar, fena biçimde yanılır. Kentin ta göbeğinde, ana caddelerde, trafikte, son zamanlarda seçkin lokallerde boy gösteren keresteler, omuzumuza çarpmadan yürüyemez; cep telefonu, onun için "el telefonu"dur; Elinden hiç eksik etmez. Her sessiz ortamda bağıra-çağıra konuşmaktan patolojik ve kırolojik bir tat alır. Telefonu en çok trafikte ve bir eli direksiyondayken kullanır. Direksiyon başındaki kalasın karakteristik özelliklerinden biri de, yayaların üzerine çamur bulaşmaktadır.
Eğlence programlarında "sanatçı" diye, tv dizilerinde "oyuncu" diye, karşımıza çıkarılan şarkıcı-türkücü orman ürünlerimiz, caddelerle-trafikle sosyal yaşamımıza girmekle yetinmez; evimize-odamıza dek girer. Görevi, bizi müzikten ve tiyatrodan soğutmaktır. Bu tür keresteleri "kalas" ya da "kütük" olarak adlandıranlar da vardır...
Keresteler, özellikle İstanbul’umuzun vazgeçilmez unsurları olmuştur... 20 yıl önce ancak ayak işleri yaptırılan keresteler, şimdilerde iş adamı, müteahhit, prodüktör, yönetmen(!) vb. olarak çıkmaktadır karşımıza... Kerestelerin altın dişe düşkünlüğü, yerini porselen diş düşkünlüğüne bırakmıştır. Kıllı göğsünü göstermek için gömlek düğmelerini yaz-kış açık tutan "eski keresteler"in aksine, yenileri kravat bile takıyor. Her fırsatta geğirmekten ve burnunu karıştırmaktan geri durmayan orman ürünlerimiz, parmağını genellikle pantolonuna ya da arabanın koltuğuna siler.
Şalvarını-çarığını çıkarıp kente yerleştikten hemen sonra parayı bir biçimde bulup Mercedes'ine kurulan ve politikacılığa soyunan orman ürünleri, bunu genellikle başarır ve "halkın bağrından çıkmış" bir armağan olaraktan kendini kentliye sunar...
Kalaslar genellikle "nepotizm"den (nepotisme: hısım-akraba, eş-dost kayırıcılığı) mustarip olup, "hemşeri ilişkileri"ne acayip düşkündürler... Diyelim ki, Magandistanlı bir kalas -sözgelimi- İstanbul'a belediye başkanı seçildi... Artık belediyenin her işinde "Magandistanlı hemşeri"leri görmek olası... Peki, bir anda İstanbul'a ithal edilen bunca Magandistanlı nerede barınacak ?.. Bu da sorulur mu ? Tabii ki orman arazisine bir gecede dikeceği gecekonduda.
Ormandan-büyükkente "mutsuz bir göç" yaşayan kalas, ormanına dönüp mutlu olmayı değil de; büyükkentliyi mutsuz etmeyi seçer nedense ! Gene de, geldiği yerin özlemiyle için için yanmaktadır... Bu özlemini biraz olsun gidermek amacıyla, boş zamanlarını, oyuncakçı vitrinindeki ayıları seyrederek geçirir...
Politikacı kalas ve kerestelerin karakteristik özelliği, trafik polisine "Sen benim kim olduğumu biliyor musun ?" sorusunu sormaktır. Vatandaşla uzaktan, ihalelerle yakından ilgilenen bu "şark kurnazı" politikacılarımız; -"kalas" adının Romanya'nın Galatz kentinden geldiğinden midir nedir- Avrupa Birliği’ne yakınlık duyar. Beyin yerine bir tutam saman taşıdığından; "AB’nin bizi alacağı" palavrasıyla ulusal değerlerimizi yerle bir eder... | |
| | | sitekurucusu Admin
Mesaj Sayısı : 23648 Doğum tarihi : 01/04/65 Kayıt tarihi : 17/02/08 Yaş : 59 Nerden : insanligin oldugu yerden
| Konu: Geri: Atatürk eleştirilebilir mi? Perş. Haz. 05, 2008 6:50 am | |
| TÜRK IRKCILIGI YAPMAYAN GÜNAHKARDIR!
Bu devirde Türk irkciligi yapmayan, düsman unsurlarin yasam alanlarini ele gecirmesine kayitsiz kalan, "onlarda insan", "onlarda Türk vatandasi", "onlarda müslüman" gibi söylemlerle, tepkisizlik ve pasiflik gelistiren, Türk unsurunun geleceginin bilinmez bir karanliga sürüklenmesine yol veren kisilerin hic bir aciklamasi olamaz, bunun tanimi acikca yüreksizlik, pasiflik, korkaklik, vatani yabanci unsurlara peskes cekmektir.
Cocuklarinin gelecegini (okulunu, egitimini v.b.) düsünüp, düsmanin vatani ele gecirmesini adeta seyreden, gelecekte birbirine güvensiz, büyük catismalara acik, milyonlarca kisinin hayatini kaybedecegi bir Türkiyenin 10, 20, 30 yil sonra olusmasina imkan hazirlamaktadir, ve bunun vebali, cocuklarinin , torunlarinin cekecegi izdiraplar, bunlarin vebaline olacaktir, Türk milletinin tek kurtulus recetesi Türk irkciligidir, bu receteden ilham almayanlar günahkardir, korkaktir, yüreksizdir, satilmistir.
Aman tatsizlik cikmasin, huzurumuz bozulmasin diyen kisiler, kendilerinin gelecekteki sikintili günlerini kendi elleriyle hazirlamaktalar.
Duyarsizlik o kadar kanlarina islemos ki, yasam alanlarini yabanci irklara karsi korumak icin her zaman mücadele vermis atalarimizdan bile örnek alamiyorlar.
Ic düsmanimiz kürtlerden hala alisveris yapan, onlarla baglanti kuran, onlara kiz verme cürretini gösterenler hainlik sinirini zorluyorlar, Türk'ten baska kimsenin Türk milliyetciligi yapamayacagini hala kavrayamayan varsa, kendisi devsirilmeden aklini basina devsirmeli.
Cocuklarinin ve torunlarinin cekecegi zorluklarin vebali, öz ülkelerinde azinlik duruma düsmelerinin sucu kendilerinin üzerinde olacaktir, bunun hesabini öbür dünyada veremiyeceklerdir.
Pasiflik, korkaklik, yüreksizlik, vatanini hice sayip ic düsmanin sundugu cikarlardan fayda saglama...Bunlar ileride Türkiyeyi ucu sonu belli olmayan karanliklara getiriyor, kürtlerin gelistirdigi ticaret, Türk ticaretcileri yok ettigi gibi, gelecekte bu bu yoldan kazandiklari paralar Türk milletine dogrultulan "silah" olarak geri dönecektir.
20, 30 yil sonra ülkeyi nüfus, ticari, politik olarak ele gecirecek kürtler, Türklere kesinlikle acimiyacaklar, Türkler müslümandir demeyecekler, usaklik yapmayan Türkler (Türkler hic bir zaman usaklik yapmaz) pervasizca yokedilecek, bekide yurtdisina göcetmek zorunda kalabilecek, kürtler hic cekinmeden oluk oluk Türk kani akitacaklar, cocuklarinin, torunlarinin gelecegini düsünüp vatanlarinin gelecegini unutan gafiller, dizlerini vuracaklar, vakitdaha gec degil, bir ana önce akillarini baslarina devsirsinler.
ARTIK YETER | |
| | | | Atatürk eleştirilebilir mi? | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |