İsviçre 0 - 1 Çek Cumhuriyeti

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın açılış maçında Çek Cumhuriyeti, İsviçre'yi 1-0 mağlup ederek turnuvaya üç puanla başladı. Çek Cumhuriyeti'ne galibiyeti getiren gol karşılaşmanın 70. dakikasına Sverkos'tan geldi.

EURO 2008'de Milli Takımımızın da bulunduğu A Grubu'nda mücadele eden Çek Cumhuriyeti, ikinci maçı 11 Haziran'da Portekiz ile yapacak.

ASLAN PAYI BRUCKNER'İN

Çek Cumhuriyeti'nin, İsviçre karşısında aldığı galibiyette şüphesiz teknik direktör Karel Bruckner'in büyük payı var. İkinci yarıda kalesinde büyük bir baskı gören Çek Cumhuriyet'inde teknik direktör Bruckner, karşılaşmanın 57. dakikasında Jan Koller'i saha kenarına alarak Sverkos'u sahaya sürdü. Bu değişiklik ile orta sahayı daha iyi parselleyen daha fazla top yapan Çek Cumhuriyeti, dirençi kırılan İsviçre karşısında sonuca gitmek de zorlanmadı!

SÜRPRİZ MATRİC MULLER!

Evsahibi takım İsviçre'de teknik direktör Kobi Kunh, Çek Cumhuriyeti karşısına hücum ağırlıklı bir kadroyla çıktı. Kalede Benaglio'ya formaya veren Kuhn, geri dörtlüde Senderos, Mueller, Lichtsteiner ve Magnin'e şans tanıdı. Kobi Kuhn, defans kurgusunda tek sürprizini Arsenal'in genç defans oyuncusu Johan Djouro'yu yedek kulübesinde tutarak uzun bir sakatlık döneminin ardından yeni yeni form tutan Patric Muller'e stoperde şans vererek gerçekleştirdi.

Orta alanda Barnetta ve Behrami'den vazgeçmeyen deneyimli teknik adam, turnuvanın yıldız adaylarından Gökhan İnler ve Gelson Fernandez'e Çek Cumhuriyeti karşısında kanatlarda şans tanıdı. Kobi Kuhn, herkesi şaşırtan hamlesini ise hücum hattında yaptı. Çek Cumhuriyeti karşısına 4-5-1 taktiğiyle çıkması beklenen Kuhn, deneyimli golcü Streller'i de Frei'nin yanına monte ederek galibiyet için ne kadar arzulu olduğunu kanıtladı.

MILAN BAROS KULÜBEDE

Çek Cumhuriyeti'nde ise teknik direktör Karel Bruckner hazırlık maçlarında denediği klasik 11'inden vazgeçmedi. Beklendiği gibi kalede Peter Cech'i sahaya süren Bruckner, geri dörtlü de ise Ujfalusi, Rozenhal, Grygera ve Jankulovski'ye şans verdi. 5'li bir orta saha ile İsviçre karşısına çıkan Çek Cumhuriyeti'nde Galasek, Plasil, Sionko, Jan Polak ve Jarolim İsviçre karşısında orta sahada görev yapan isimler oldu. Teknik direktör Karel Bruckner hücum hattında ise Milan Baros'u yedek kulübesinde tutarak 2.02'lik dev Jan Koller'i tek santrafor olarak görevlendirdi.

İSVİÇRE İSTEKLİ BAŞLADI

Karşılaşmaya daha istekli daha baskılı başlayan taraf İsviçre oldu. St. Jakob Park Stadı'nı dolduran 40 bin taraftarının da desteğini arkasına alarak oyunu Çek Cunhuriyeti kalesine yıkan İsviçre, rakip kalede ilk tehlikeli atağını karşılaşmanın 3. dakikasında yarattı. Orta sahada kısa paslaşmalar sonucunda bir anda kendisini rakip ceza alanın ortasında bulan Frei, bekletmeden mermi gibi bir şut çıkardı, meşin yuvarlak Peter Cech'in kontrolünde direğin hemen yanından dışarı çıktı. Bu pozisyonun ardından iki takım da orta alanda pas yaparak kontrollü bir futbol oynamayı tercih etti. Özellikle kalabalık Çek Cumhuriyeti orta sahası karşısında uzun toplarla gol yollarında etkili olmak isteyen İsviçre, bu planında başarılı olamadı.

ALEXANDER FREI SAKATLANDI

Kendi yarı sahasına kapanarak rakip akınlara karşı koyan Çek Cumhuriyeti, kontrataklar ile sürpriz bir gol bulmanın hesaplarını yapmaya başladı... Temponun oldukça düşütüğü dakikalarda İsviçre kalesi inanılmaz bir tehlike yaşadı. Sol kanattan Jarolim'in ortası Patric Muller'e çarptı, top tam kaleye yönlenirken kaleci Diego Benaglio son anda parmaklarının ucuyla müdahale ederek yüzde yüz bir gol pozisyonunu önledi... Büyük bir bölümü orta saha mücadelesi şeklinde geçen karşılaşmada, topla oynama oranlarının %51'e %49 olması ise St. Jakob Park'ta nasıl bir mücadelenin yaşandığı konusunda ufak ipuçları veriyordu. İlk yarının son dakikalarında ise İsviçre tam bir şok yaşadı! Alexander Frei sakatlandı, St. Jakob Park Stadı'nı dolduran 40 bin kişi yıkıldı! Golcü oyuncu gözyaşları içinde yerini hakan Yakın'a bıraktı...

HAKAN YAKIN CANLILIK GETİRDİ...

St. Jakob Park'ta ilk yarıda oluşan tablo ikinci yarının başında da değişmedi. Baskılı oynayan taraf İsviçre, kontrollü oynayan taraf Çek Cumhuriyeti! Bu denklem üzerine kurulan ikinci yarının ilk 15 dakikalık bölümünde İsviçre'de sakatlanan Frei'in yerine giren Hakan Yakın kırmızı-beyazlıların ataklarına yön veren isim oldu. Orta alandan uzun toplarla Çek Cumhuriyeti'ni baskı altına alan İsviçre, önce Barnetta ile yokladı rakip kaleyi ardından Hakan Yakın ile ama tabeladaki skor değişmedi...

BRUCKNER'İN SİHİRLİ DEĞNEĞİ

Baskı altında kalan Çek Cumhuriyeti'nde teknik direktör Karel Bruckner oyuna hemen müdahele ederek Jan Koller'in yerine Sverkos'u sahaya sürdü. Jan Koller'e orta alana daha yakın oynayan ve oyunun içerisinde daha fazla görünen Sverkos bir santrfordan çok ikilinin arkasında oynayan bir 10 numara görünümündeydi. Bu değişiklik ile orta sahada daha fazla top tutmayı ve dolayısıyla oyunun kontrolünü eline geçirmeyi planlayan Bruckner, bu hamlesinde kısmen başarılı oldu.

Sverkos'un oyuna dahil olmasıyla orta alanda rahatlayan Plasil her geçen dakika oyuna ağırlığını koymaya başladı. Çek Cumnhuriyeti adına ikinci yarının en tehlikeli atağı 65. dakika gelişti. Jankulovski, sol kanattan arka direğe ters bir orta yaptı o bölgede bulunan Libor Sionko müsait durumda ayak koyamadı ve Çekler yüzde yüz bir gol pozisyonundan oldu. Bu pozisyondan hemen 5 dakika sonra bu kez İsviçre, Hakan Yakın ile net bir pozisyondan yararlanamadı. Sağ kanattan Behrami ortaladı, altı pasta müsait durumda bulunan Hakan Yakın vurdu kafayı, meşin yuvarlak dışarı çıktı.

BİLETİ SVERKOS KESTİ!

Temponun arttığı, gerilimin tavan yaptığı oyunun son bölümünde Çek Cumhuriyeti 70. dakikada Sverkos ile golü buldu. Tomas Ujfalusi'nin orta alanda kafa ile doldurduğu pasta bir anda kaleci Diego Benaglio ile karşı karşıya kalan Sverkos düzgün bir vuruş yaparak meşin yuvarlağı ağlara gönderdi... İsviçre forması giyen futbolcuların 'ofsayt' itirazları arasında sevinç yumağı oluşturan Çekler, Sverkos ile nefes aldı. Golden sonra risk alarak tüm hatlarıyla Çek Cumhuriyeti kalesine yüklenen İsviçre, beraberlik golünü bulamadı ve karşılaşma Çek Cumnhuriyeti'nin 1-0'lık üstünlüğü ile sona erdi.

DİKKAT!!! (1)

Tam bir taktik savaşı şeklinde geçen karşılaşmada dikkat çeken noktalar ise; İsviçre'nin sağ kanadında forma giyen Behrami'nin etkili performansı ve Çek Cumhuriyeti'nin sağ kanadında oynayan tecrübeli ismi Jankulovski'nin sürpriz bindirmeleri oldu. İlk 45 dakikalık bölümde Milli Takımımız açısından karşılaşmayı değerlendirdiğimizde ise; İsviçre'nin 2006 yılından bu yana özellikle hücum hattında ciddi bir mesafe katettiğini söyleyebiliriz. Orta alanda baskı yapan, kanatları oldukça etkili kullanan ve oyun mesafesini 30-40 metreye düşüren İsviçre'de dikkat edilmesi gereken isimlerin başında ise Behrami geliyor. Genç oyuncu, Çek Cunhuriyeti karşısında sergilediği pozitif futbol ile İsviçre'nin en büyük kozlarından biri olduğunu kanıtladı.

DİKKAT!!! (2)

İsviçre karşısında oldukça tutuk bir futbol sergileyen Çek Cumhuriyeti'nde ise Pavel Nedved ve Tomas Rosicky'in yoklukları ciddi anlamda hissedildi. Takımda lider bir oyuncunun eksikliğini hisseden Çek Cumhuriyeti, uzun toplar ile 2.02'lik dev Jan Koller'i buluşturarak gol yollarında etkili olmaya çalışan bir takım konumunda. Savunmada risk almayan, kanatları etkili kullanan ve kalabalık bir orta saha ile mücadele eden Çek Cumhuriyeti'nde dikkat edilmesi gereken isimler ise Jarolim ve Sionko ikilisi... Defansın arasına iyi sarkabilen ve çabuk adam eksiltebilen bu iki oyuncu ağır savunmalar karşısında oldukça etkili olabilir.



Kaynak : Sporx.com

Milliler ara vermedi !..

[color:b7ff=#000]
13. Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde (A) Grubu'nda, 11 Haziran Çarşamba günü 2. maçında evsahibi İsviçre ile karşılaşacak olan (A) Milli Futbol Takımı, hazırlıklarını sürdürdü.



Basına kapalı gerçekleşen antrenman, yaklaşık 1 saat sürdü. Teknik direktör Fatih Terim'in, Portekiz maçında ilk 11'de yer alan futbolculara rejenerasyon, diğer futbolculara ise yarım alanda topla çeşitli oyunlar oynattığı öğrenildi. Antrenmana, dünkü maçta sakatlanan Servet Çetin ve Gökhan Zan'ın katılmadığı bildirildi.
Antrenmanın neşe içinde tamamlandığı kaydedildi.

HIRVATLAR ÖLDÜ ÖLDÜ DİRİLDİ: 0-1

EURO 2008'de B Grubu'nun ilk maçında Hırvatistan, ev sahibi Avusturya'yı 1-0 mağlup ederek turnuvaya galibiyetle başladı. Avusturya'nın başkenti Viyana'nın Ernst Happel Stadı'nda ilk yarısı da Hırvatlar'ın 1-0'lık üstünlüğü ile sona eren karşılaşmanın tek golü 4.dakikada penaltı vuruşundan Luca Modric'ten geldi. Maça çok hızlı başlayan ve golü bulan Hırvatlar, ikinci yarıdaki Avusturya baskısına direnmeyi bildi ve ilk maçında üç puan alarak turnuvaya iyi bir giriş yaptı. Avusturya özellikle ikinci yarıdaki baskısıyla, turnuvanın en zayıf takımı yakıştırmasını kabul etmediğini gösterir gibiydi.

B Grubu'nda Hırvatistan ikinci maçında 12 Haziran'da turnuvanın şampiyonluk adaylarından Almanya ile Avusturya da yine aynı tarihte Polonya ile karşı karşıya gelecek.
İLK YARIDA HIRVAT RÜZGARI...
Maçın kesin favorisi olarak gösterilen Hırvatlar, karşılaşmaya çok hızlı başladı ve Avusturya'ya ilk dakikalardan itibaren üstünlüğünü kabul ettirdi. 4. dakikada penaltıdan golü de bulan Hırvatistan, ilk yirmi beş dakikada oyunu domine eden taraf oldu. Etkili forvetleri Olic ve Petric ile Avusturya savunmasını yıpratan Hırvatlar ikinci golü ise bulamadı. İlk yirmi dakikada topa sahip olma oranlarında da etkili taraf olan Hırvatlar'ın yüzde 62'ye 38'lik üstünlüğü göze çarpıyordu. Yarım saatlik süreden sonra Avusturya oyunda dengeyi kurmaya başladı. Beraberlik golü için yüklenen ev sahibi ekip, özellikle ilk yarının son beş dakikasında baskısını iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Bu kısa süreli baskı ilk yarıda Avusturya'ya beraberliği getirmedi.
AVUSTURYA OYUNA ORTAK OLDU...
İkinci yarıya da ilk yarıdaki son beş dakikalık baskısı ile başlayan Avusturya, Hırvatistan'ın üstüne cesurca gitmeyi sürdürdü. Kanatlardan geliştirdiği ataklar ile Hırvat savunması arasında boşluk arayan ev sahibi takım, aradığı golü bir türlü bulamadı. Hırvatlar 60. dakikaya kadar yarı sahasından çok nadir çıktı ve rakibinin üzerine gelmesine izin verdi. Son yarım saatlik dilimde ise Hırvatlar geliştirdiği kontra ataklar ile farkı açmaya çalıştı. Avusturya ise defansında açık vermeyi göze alarak, seyircisinin de desteğiyle rakibinin üstüne gitmeye devam etti. Turnuvanın en zayıf takımı olarak gösterilen Avusturya'nın bu baskısı herkesi şaşırtırken, çabaları ve mücadeleri ile tribünleri dolduran taraftarlarından büyük alkış aldılar. İki takımında bu yarıdaki girişimleri sonucu değiştirmeyince, Hırvatlar ilk dakikalarda bulduğu golle turnuvaya galibiyetle başlamasını bildi.
HIRVATLAR GOLÜ FAZLA BEKLETMEDİ...
Ev sahibi Avusturya karşısında maça çok baskılı başlayan Hırvatistan golü bulmak için fazla beklemedi. Sol kanattan Avusturya ceza sahasına dalan Olic'i, Rene Aufhauser indirince hakem Pieter Vink tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Topun başına Hırvatlar'ın 23 yaşındaki genç oyuncusu Luka Modric geçti. Modric topu ve kaleci Manninger'i farklı köşelere gönderdi ve takımını 1-0'lık üstünlüğe taşıdı.
SEYİRCİ REKORU KIRILDI...
Ev sahibi Avusturya ile Hırvatistan arasında oynanan karşılaşma turnuvada şu ana kadar oynanan karşılaşmalar içinde seyirci rekorunu kırmasıyla öne çıktı. 51.248 biletli seyircinin izlediği maçta iki takım taraftarları da kendilerine ayrılan yerde takımlarına büyük destek verdi.
EV SAHİBİ OLMANIN AVANTAJI...
Maçın 4. dakikasında Hırvatlar lehine penaltı düdüğünü çalan Pieter Vink, ilerleyen dakikalarda ev sahibi Avusturya'yı pek üzmeyecek kararlara da imza attı. Vink, Avusturya savunmasının önemli isimlerinden ve ilk sarı kartını erken gören Emanuel Pogatetz'i, Olic'i tekme tokat indirmesinin ardından ikinci sarı kartı göstererek oyun dışına atma cesaretini gösteremedi. Hollandalı hakem, ilk yarıda Hırvatlar'ın Petric ile yüzde yüzlük bir pozisyonunu da alakası olmadığı halde kesti. Bu kararlar ev sahibi olmanın avantajı olduğu gerçeğini bir kez daha ispatladı.
BU TÜRKE DİKKAT!
İsviçre'de forma giyen Türk asıllı oyuncular Hakan Yakın, Eren Derdiyok ve Gökhan İnler'den sonra EURO 2008'de şu ana kadar oynanan maçlarda diğer milli takımlarda forma giyen 4. Türk asıllı oyuncu Avusturya adına ter döken Ümit Korkmaz oldu. Orta sahada görev yapan 23 yaşındaki Türk asıllı oyuncu, 69. dakikada Gercaliu'nun yerine oyuna girdi. Geçtiğimiz sezonu Rapid Wien'de geçiren Ümit, önümüzdeki sezon Bundesliga takımlarından E. Frankfurt'ta forma giyecek. Sahada kaldığı 21 dakikada Avusturya orta sahasına dinamizm getiren genç oyuncu, Hırvat savunmasının sağını adeta felç etti. Attığı şık çalımlar ve mücadeleci yapısıyla sivrilen genç oyuncu taraftarlarından da uzun süre alkış aldı.
YENİ BİR YILDIZ DOĞUYOR...
İngiltere Premier Lig ekiplerinden Tottenham'ın, Dinamo Zagrep'ten transfer ettiği Luka Modric, Avusturya karşısında ortaya koyduğu futbol ve attığı gol ile yeni bir yıldız doğuyor. Nispeten kısa boyu, hareketli oyunu ve zekasıyla Modric kaliteli bir kumaşı olduğunu ayağına her topu aldığında belli etti. Genç oyuncu, Premier Lig'de Tottenham formasıyla bu sezon dikkatleri üzerine çekeceğe benziyor.
39 YAŞINDA SAHADA...
Turnuvanın en yaşlı ismi olan Avusturyalı Ivica Vastic, dakikalar 73'ü gösterdiğinde Jürgen Samuel'in yerine oyuna girdi. 39 yaşındaki oyuncu deneyimi ile takımının beraberliğe ulaşması için tüm çabasını ortaya koydu ancak mağlubiyeti engelleyemedi.
HIRVATTARAFTAR KENDİNİ TUTAMADI...
51.248 biletli seyirciyle, taraftar rekorunun kırıldığı maçta, bir Hırvat taraftar maçın heyecanına dayanamayarak sahaya atladı. Güvenlik görevlileri tarafından sahanın içine gireceği sırada engellenen taraftar, heman stadın dışına çıkartıldı.__________________

Karşılaşma öncesi Fatih Terim’e oyun başlamadan beraberliği verseler hemen kabul edecekmiş. Çünkü sahada kazanmak için oynayan bir takım değil, sadece Portekiz’i durdurmaya çalışan bir ekip vardı.

İlk yarı boyunca hiçbir şey yapmadık rakibi sahamızda beklemekten başka. Sahamızdan çıkamadık. Mevlüt kenarda fazla kalınca Nihat ileride tek başına kaldı. Hamit de savunmada kendini gösteremedi. Bunun dışında kendi kapasitesi kadar bile oynayan oyuncumuz da yoktu. İkinci yarı Mevlüt çıkıp, Sabri girince tipik 4-5-1 sistemine döndük. Ancak ilk beş dakika hariç rakip sahada yine yeterince çoğalamadık. Nihat’ın kendisine tutan Peppe’ye yaptığı asist kalemizde golle sonuçlandı.

Oyunun başında sağ kanatta fazla etkili olamayan Ronaldo, kendini hemen sol tarafa attı ve bütün tehlikeler buradan geldi. Portekiz tabii ki iyi bir takım ama dün sahada ciddi bir sıklet farkı göründü. Maçın antrenman maçı gibi geçmesindeki en önemli etken bizim çok kötü olmamızdı. Biz daha iyi oynayan kapasiteli bir ekibiz. Ama bunu sahaya yansıtamadık. Bu oyuna göre de sonuç normaldi. Portekiz kendini hiç sıkmadan rahat bir galibiyet aldı. Yenildiğimize üzülmüyorum, bu kadar kötü olmamıza üzülüyorum. Açıkcası bu duruma çok şaşırdım. Son dönemlerde bu kadar ezildiğimizi hiç görmemiştim. Bir tek şeyi iyi yaptık diyemiyoruz. Kafa topuna çıkamıyorsunuz, hücum yapamıyorsunuz, kanatları kullanamıyorsunuz, pres yapamıyorsunuz. O zaman yenilgi de kaçınılmaz oluyor.

Üstüne basa basa söylüyorum biz bu değiliz. Umarım İsviçre maçında düzeliriz. Ancak Terim’in orta sahadaki Emre, Hamit ve Aurelio üçlüsünü bozmaması gerek. Dün gece Terim’in en büyük hatası buydu. Takımın en iyisi direklerdi. Üç top direkten döndü.

Dersini Almışta Ediyor Ezber 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki ilk karşılaşmamız olan Portekiz mücadelesi öncesinde teknik direktör Fatih Terim umutluydu.
Tecrübeli çalıştırıcı, “Rakibimiz favori gösteriliyor, Cristiano Ronaldo konuşuluyor ancak biz çok farklı düşünüyoruz. Benim sloganım hücum, korkuyu rakiplerime bırakıyorum” demişti. Ancak Cenevre’deki görüntü çok farklıydı. Deyim yerindeyse, Portekiz oynadı, Ay-Yıldızlılar izledi.

Nerde Hasan Doğan, Nerde Terim

A Milli Takımımız, Portekiz kalesinde etkili olamadı. 6 kez şut şansı bulan Kırmızı-Beyazlılar, sadece bir kez Ricardo’yu rahatsız edebildi. TFF yönetimi eski yönetimin aksine takımla hiç ilgilenmedi. Fatih Terim, Yıldıray Baştürk, Halil Altıntop gibi isimleri kamptan gönderirken Rusya Ligi’ni kasıp kavuran Gökdeniz’imizi kulübede unuttu. Aynı Terim Avrupa Şampiyonu Zenit’in kralı Fatih Tekke’yi kadroya bile çağırmadı.

KALEYİ İÇTEN FETHETTİLER
08.06.2008 20:49
Avrupa Futbol Şampiyonası B Grubu ikinci maçında Almanya, Polonya'yı 2-0 mağlup etti. Almanya'ya galibiyeti getiren goller, karşılaşmanın 20. ve 70. dakikasında Polonya doğumlu Podolski'den geldi.Almanya, Hirvatistan, Polonya ve Avusturya'nın bulunduğu B Grubu'nda ilk maçlar sonunda sürpriz olarak nitelendirilecek bir sonuç alınmadı. Grubun favori takımları Hırvatistan ve Almanya oynadıkları maçları kazanarak çeyrek final için avantaj yakaladılar. Almanya, B Grubu'ndaki ikinci maçını 12 Haziran perşembe günü Hırvatistan ile oynayacak. Grubun diğer maçında ise Polonya ile ev sahibi takım Avusturya karşı karşıya gelecek.

PODOLSKI, GOMEZ VE KLOSE!
Avrupa Futbol Şampiyonası'nın favorilerinden olan Almanya'da teknik direktör Joachim Löw, Polonya karşısına hücum ağırlıklı bir kadro ile çıktı. Kaleyi beklendiği gibi Jens Lehmann'a teslim eden genç çalıştırıcı, geri dörtlüde Metzelder, Mertesacker, Lahm ve Fritz'i görevlendirdi. Orta alanda Frings, Jensen, Ballack ve Podolski'ye şans veren Löw, hücum hattında Mario Gomez ve Miroslav Klose ikilisini görevlendirdi. Forvet oyuncusu Lukas Podalski'yi orta sahanın solunda görevlendirerek hücum gücüne güç katan Joachim Löw, Bastian Schweinsteiger'i yedek kulübesinde tuttu. Öte yandan Almanya'nın kadrosunda bulunan Miroslav Klose, Lukas Podolski ve Piotr Trochowski gibi Polonya doğumlu olan futbolculardan ikisi ilk 11'de sahaya çıktı.
KLASİK BİR KADRO
Polonya'da ise teknik direktör Leo Benhacker klasik kadrosundan Almanya karşısında da vazgeçmedi. EURO 2008 Eleme Grubu'nda 4-4-2 taktiğiyle mücadele eden Polonya'da uzun yıllar Almanya Bundesliga'da B.Dortmund formasıyla mücadele eden Ebi Smolarek karşılaşmaya ilk 11'de başladı. Öte yandan Hollandali teknik adam Leo Beenhakker, 3. kez bir büyük turnuvada görevinin başında yer aldı. Daha önce 1990 Dünya Kupası'nda Hollanda'nın, 2006 Dünya Kupası'nda ise Trinidad Tobago'nun başında görev yapan Benhacker, EURO 2008'de de Polonya'nın başında bir turnuvaya çıkarak adını tarihe altın harfler ile yazdırdı.
KLOSE - GOMEZ OLMADI!
İnanılmaz bir tempoda başlayan maçta ilk tehlikeli atak Polonya'dan geldi. Sol kanattan etkili bir akın geliştiren Wasilewski ceza alanına sert bir orta yaptı, Krzynowek gelişine bekletmeden sert vurdu meşin yuvarlak az farkla dışarı çıktı. Polonya'nın bu atağına Almanya'nın cevabı gecikmedi. Dakikalar 4'ü gösterdiğinde Woerthersee Stadı'nı dolduran Alman taraftarlar bir anda ayaklandı! Polonya savunmasının arkasına atılan uzun topta Miroslav Klose bir anda kaleci Boruc ile karşı karşıya kaldı. Kaleye vurmak yerine klasik asistlerinden birini yapmak isteyen Klose, müsait durumdaki Mario Gomez'e bıraktı, Gomez boş kaleye topu yuvarlayamadı ve Almanya yüzde yüz bir gol pozisyonundan yararlanamadı!

FIRTINA DİNMEDİ
Dakikalar ilerledi ama Almanya fırtınası dinmedi. Atak organizasyonlarını sol kanattan geliştiren Almanya, önce Ballack ile yokladı Boruc'un koruduğu kaleyi ardından Ballack ama sonuç çıkmadı! Almanya'nın bunaltan baskısı karşısında tüm hatlarıyla kendi yarı sahasına kapanan ve kontraataklar ile sürpriz bir gol arayan Polonya ise karşılaşmanın ilk 15 dakikalık bölümünde bu planında başarılı olamadı. Hücum hattında yaşadığı sıkıntıları defans kurgusunda da yaşayan Polonya, özellikle defansın arkasına atılan uzun toplarda her geçen dakika sıkıntı yaşamaya başladı.
KLOSE - PODOLSKı OLDU!
Polonya savunmasının arkasına atılan her uzun top, büyük bir tehlike oluşturmaya başladı! Ve dakikalar 20'yi gösterdiğinde Polonya savunmasına cezayı kesen isimler Polonya doğumlu Klose ve Podolski oldu... 4. dakikada Mario Gomez'in yapamadığını bu kez Podolski yaptı! Orta alandan atılan uzun topta ceza sahasında buluşan Klose, kaleye vurmak yerine Podolski'ye verdi, Podolski de üzerine düşeni yaptı ve meşin yuvarlağı ağlara gönderdi... Golden sonra risk alarak Almanya kalesine yüklenen Polonya'da ise lider bir oyuncunun yokluğu ciddi anlamda hissedildi. Sadece Smolarek ve Krzynowek'in sorumluluk alması ve oyun içinde etkin rol oynamasıyla sonuca gitmek zorunda kalan Polonya, ilk 45 dakikada bu planından başarılı olamadı ve karşılaşmanın ilk yarısı Almanya'nın 1-0'lık üstünlüğü ile sona erdi.

POLONYA BUNALTTI!
İlk yarıda oldukça tutuk bir futbol sergileyen Polonya'da teknik direktör Leo Benhacker, oyuna hemen müdahale ederek ikinci yarıya Zurawski-Guerrerio değişikliğiyle başladı. Bu değişiklik ile orta sahanın direncini arttırmak isteyen deneyimli teknik adam, ilk hamlesinde başarılı oldu. Guerrerio'nun oyuna girmesiyle orta sahada daha fazla pas yapan ve oyunu 30-40 metreye kadar düşüren Polonya, ikinci yarının ilk dakikalarında Almanya'yı kendi yarı sahasına hapsetti. Kanatlardan yapılan ters ortalar ile Metzelder ve Mertesacker ikilisini baskı altına alan Polonya önce Wasilewski ile yokladı Panzerlerin kalesini ardından Krzynowek ile ama tabeladaki skor değişmedi...
KLOSE VE PODOLSKI POLONYA'DA OLSAYDI...
Polonya'nın baskısından bunalan ve orta sahadan top tutamayan Almanya'da teknik direktör Joachim Löw, oyuna hemen müdahele ederek Fritz'in yerine Bastian Schweinsteiger'i sahaya sürdü. Ancak bu değişiklik de Polonya baskısını durduramadı! Modern futbolun bütün gerekleri ikinci yarının ilk 15 dakikalık diliminde sahaya yansıtan Polonya, bütün baskısına rağmen aradığı golü bulamadı. Hücum hattında oldukça yalnız kalan Smolarek'in yanında etkili bir santrafor daha olsaydı Polonya için her şey çok daha farklı olabilirdi ama olmadı.
YİNE PODOLSKI!
Polonya'nın şaşırtan baskısı karşısında oyundan kopan ve organize ataklar geliştirmekte zorlanan Almanya, 73. dakikada kontraataktan bir gol daha bularak tabeladaki skoru 2-0'a getirdi! Sahnedeki isim yine Podolski! Kalan dakikalarda Polonya'nın beraberliği yakalama çabaları sonuç vermedi ve karşılaşma Almanya'nın 2-0'lık üstünlüğü ile sona erdi. Maçın kısa özeti ise; ilk yarıda fırtına gibi esen Almanya Podolski ile golü buldu, ikinci yarıda rakip kalede bunaltan bir baskı kuran Polonya son vuruşlarda etkili olamadı. Polonya doğumlu Klose ve Podolski ikilisi Polonya hücum hattında yer alsaydı her şey çok ama çok daha farklı olabilirdi... Almanya 2-0 Polonya!

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, İsviçre maçı öncesi oyuncularına moral vermeyi sürdürüyor.

Fatih Terim oyuncularıyla yaptığı toplantıda, önce “Siz buraya boynunuzu bükmeye değil, dimdik yürümeye geldiniz” diye çıkıştı, ardından “İsviçre’yi yeneceğimizden en ufak bir şüphem bile yok” dedi

Ay-yıldızlı oyuncularla bir toplantı yapan ve sözlerine, “İsviçre’yi yeneceğiz çocuklar” diyerek başlayan Terim, konuşmasına “Portekiz maçını unutun. Yenildik, bitti. Şimdi önünüzde kendinizi göstermeniz için tarihi bir fırsat var. Kazanın ve rahatlayın. Benim size karşı inancım her zamanki gibi oldukça fazla. İsviçre’yi yeneceğimizden en ufak bir şüphem bile yok” şeklinde devam etti.

Futbolcular özür diledi
Portekiz karşısında alınan mağlubiyet sebebiyle oldukça moralsiz gözüken futbolcularına, “Kendinize gelin. Siz buraya boynunuzu bükmeye değil, dimdik yürümeye geldiniz” diyerek çıkışan Fatih Terim, “Henüz hiçbir şey bitmedi. Daha önümüzde 180 dakika var. Kaybetme kelimesini aklınızdan çıkarın. Sadece kazanmayı düşünün. İsviçre’yi yeneceğiz ve Çek’leri de geçerek çeyrek finale giden takım biz olacağız” ifadelerini kullandı.

Ay-yıldızlı futbolcuların da Terim’den kötü futbol nedeniyle özür diledikleri ve İsviçre maçı için galibiyet sözü verdikleri öğrenildi.

Kahkahalı motivasyon!
A Milli Takımı’nın dün akşamki idmanına Fatih Terim’in kahkaha sesleri damgasını vurdu. Terim ilk yarım saati basına açık olan antrenmanda yardımcıları Müfit Erkasap ve Metin Tekin birlikte neşeli bir şekilde sohbet ederek kahkahalar atması dikkatlerden kaçmadı.

Fatih Terim’in idman öncesi futbolcularıyla yaptığı toplantıda oyuncularına neşeli ve pozitif olması yönünde telkinlerde bulunduğu öğrenildi.

Terim’in bu toplantıda herşeyin yeniden başladığını dile getirdiği vurgulandı. Herkes neşeli olacak telkinlerinden sonra Fatih Terim’in de idmanda kahkalara atarak oyuncuları üzerinde olumlu etki bırakmaya çalıştığı belirtildi.

İnternetspor

EURO 2008 lisans anlaşmaları nedeni ile ATV, Türksat 2A uydusu üzerindeki yayınını maç saatlerinde şifreli olarak verecek. Ancak küçük bir işlemle sorun halledilebiliyor.


EURO 2008 Uluslararası lisans anlaşmaları nedeni ile ATV Türksat 2A uydusu üzerindeki yayınını maç saatlerinde şifreli olarak verecek. EURO 2008 maçlarını izlemek isteyen uydu anten kullanıcıları yapılması gerekenler şunlardır;

1. Uydu alıcınızın BISS şifre çözebilme özelliğine sahip olması gerekmektedir. Uydu alıcınızın menüsünde ‘CAS’, ‘Key Girişi’, ‘CAS System’, ‘CAS Keys’ veya benzer bir isimle yer alan KEY girişi menüsüne gelin. Açılacak menüde yer alan şifreleme tiplerinden (Şifre Tipi, Cas Type vb.) Biss olanını seçin.

2. Açılacak menüde yer alan talimatları uygulayarak aşağıdaki değerleri girin.

ATV için: Biss ID: 0×1FFF (eğer 6 haneli ise 0×001FFF),

Key Değeri: 1000000000000000 (eğer 12 hane varsa 10000000000000)

3. Şifreyi kaydedip menüden çıkın, uydu alıcınızı kapatıp açın.

Not: Maç yayınları, Türkiye içinde çatı anteni (karasal vericiler ), Kablo TV ve Digiturk üzerinden herhangi bir işleme gerek kalmaksızın izlenmektedir.
EURO2008 ATV Teknik Destek Hattı: 0 216 316 10 02

haber7.com

İsviçre ve Avusturya ev sahipliğindeki EURO 2008'de gruplardaki ilk karşılaşmalar geride kaldı. Toplam 8 maç sonunda oluşan puan durumu ise şöyle oldu:

16 karşılaşmada ülkemizin de dahil olduğu 8 takım gol atmayı başaramazken, 2004 yılındaki golsüz 6 takımlık rekor, kırılmış oldu.
Türkiye, İsviçre, Polonya, Avusturya, İtalya, Fransa, Romanya ve Yunanistan ilk maçlarda gol sevinci yaşayamadı.

İki takımın da gol attığı tek karşılaşmada İspanya, Rusya'yı 4-1'lik skorla mağlup etmeyi başardı.

Ayrıca bu maçta hiç kart da gösterilmemiş olması dikkat çeken bir başka nokta oldu.

Gruplarda ilk maçlar sonrası oluşan puan durumları:

İspanya, Rusya ile kapışıyor Canlı!

Euro 2008 heyecanı D Grubu maçlarıyla devam edecek... Turnuvanın iddialı takımı İspanya, Rusya ile kozlarını paylaşıyor...

İSPANYA: [size=29]2-0 :RUSYA

EURO 2008 D Grubu'nda günün ilk maçında İspanya ile Rusya, Avusturya'nın Insbruck kentinde karşı karşıya geliyor. Maçı Avusturyalı hakem Konrad Plautz yönetiyor...

[/size]İspanya: Iker Casillas 4-Carlos Marchena 5-Carles Puyol 6-Andres Iniesta 15-Sergio Ramos 11-Joan Capdevila 19-Marcos Senna 8-Xavi 21-David Silva 7-David Villa 9-Fernando Torres

Rusya: Igor Akinfeyev 8-Denis Kolodin 14-Roman Shirokov 15-Diniyar Bilyaletdinov 17-Konstantin Zyryanov 11-Sergei Semak 22-Alexander Anyukov 18-Yuri Zhirkov 20-Igor Semshov 21-Dmitry Sychev 19-Roman Pavlyuchenko

MAÇTAN DAKİKALAR

Karşılaşmaya İspanya başladı... İki takıma da başarılar...

4. dakika. Rusya sol kanattan serbest vuruş kullandı. Ceza sahasına inen topu İspanya savunması güçlükle uzaklaştırdı.

5. dakika. İspanya sol kanattan Xavi ile serbest vuruş kullandı. Yakın direğe sert gelen meşin yuvarlak David Villa'nın ayaklarına çarptı.

6. dakika. İki takımda orta sahayı hızlı geçiyor. Henüz iki kalede de etkili bir pozisyon yaşanmadı.

8. dakika. İspanya atağı sol kanattan Fernando Torres ile etkili gelişti. Bu futbolcu ceza sahasına sokulup önünü boşalttığı anda yerden sert vurdu. Meşin yuvarlak kalenin az farkla yanından auta çıktı.

9. dakika. İspanya gole David Villa ile yaklaştı. Sağ kanattan ceza sahasına gönderilen topu arka direkte kontrol eden Villa şutunu attı. Meşin yuvarlak kalenin üzerinden auta çıktı.

10. dakika. Karşılaşmada 0-0'lık eşitlik sürüyor. İki ekipte oyunda henüz birbirine bariz bir üstünlük sağlayabilmiş değil.

15. dakika. İspanya sol kanattan Rus kalesine etkili indi. Topla hareketlenen Capdevila çarprazdan sert vurdu. Kaleci Akinfeyev kapanarak topa sahip oldu.

17. dakika. Rusya maçtaki ilk etkili pozisyonu bulan ekip oldu. Sağdan ceza sahasına hareketlenen Semshov sıfırdan pasını çıkarttı. Sychev'in uygun durumda vurduğu meşin yuvarlak az farkla yandan auta çıktı.

18. dakika. Karşılaşmada tempo her geçen an yükseliyor. Bu kez gole yaklaşan ekip İspanya oldu. Sağdan ceza sahasına ortalanan topu Rus savunması uzaklaştıramadı. Arka direkte topla buluşan David Villa kaleyi gördüğü anda yerden sert vurdu. Rus savunması son anda ayak koyarak tehlikeyi kornerle uzaklaştırdı.

GOL...20. dakika. İspanya golü David Villa ile buldu. Sağ kanattan hızlı gelişen atakta Fernando Torres savunmanın arkasına atılan topa hareketlendi. Bu futbolcu ceza sahasına girdiği anda geriden gelen David Villa'ya pasını çıkarttı. Villa meşin yuvarlağı boş kaleye bıraktı.

İspanya, David Villa'nın golüyle Rusya karşısında 1-0'lık üstünlüğü yakaladı.

23. dakika. Rusya beraberlik golüne çok yaklaştı. Sağ kanattan ceza sahasına ortalanan top arka direkte Zyryanov'un önünde kaldı. Bu futbolcu yerden vuruşunu yaptı. Meşin yuvarlak yan direkte patladı

23. dakika. İspanya kalesindeki tehlikeyi atlattıktan sonra 2. gole Torres ile yaklaştı. Sağ kanattan savunmanın arkasına sarkan Torres kaleci ile karşı karşıya pozisyonda meşin yuvarlağı yandan auta attı.

25. dakika. İspanya 2. gole bir kez daha yaklaştı. Sol kanattan ceza sahasına giren Fernando Torres sert vurdu. Kaleci Akinfeyev iyi uzanarak gole izin vermedi.

27. dakika. İspanya sağ kanattan rakip kaleye etkili indi. İniesta'nın ara pasıyla savunmanın arkasına sarkan David Villa dar açıdan sert vurdu. Kaleci Akinfeyev köşeden güçlükle topu kornere çeldi.

30. dakika. Maçta yarım saatlik dilim geride kaldı. İspanya'nın Rusya karşısında 1-0'lık üstünlüğü sürüyor. Golden sonra İspanyollar buldukları net fırsatları değerlendiremedi.

35. dakika. Rusya'nın beraberlik golü için atakları var. İspanya savunmasında rakibine açık vermiş değil. Temponun düştüğü anlar.

38. dakika. İspanya sol kanattan Rusya kalesine etkili indi. Torres çarprazdan ceza sahasına sokulup boş pozisyondaki David Villa'ya pasını çıkarttı. Bu futbolcunun şutunda Rus savunmasına çarpan meşin yuvarlak kornere çıktı.

40. dakika. İlk yarıda son 5 dakikaya girildi. İspanya'nın rakibi karşısındaki üstünlüğü sürüyor.

42. dakika. Rusya, rakip ceza sahasının hemen önünden frikik atışı kazandı. Bu pozisyonda topun gerisine Pavlyuchenko geçti. İlk şutta savunmadan dönen topa Pavlyuchenko bir kez daha vurdu. Meşin yuvarlak üst direkte patladı...

GOL... 45. dakika. İspanya 2. golü David Villa ile buldu. Hızlı gelişen atakta İniesta ara pasını bıraktı. Savunmanın arkasına sarkan Villa Kaleci Akinfeyev'in bacaklarının arasından meşin yuvarlağı ağlara bıraktı.

İspanya David Villa'nın golüyle Rusya karşısında skoru 2-0 yaptı.

Maçın ilk yarısına 1 dakika ilave edildi. Uzatmalarda başka gol olmadı. İspanya, Rusya karşısında ilk 45 dakikayı Davi Villa'nın golleryile 2-0 önde kapattı.

MAÇIN İKİNCİ YARISI

2. yarıya Rusya başladı.

50. dakika. Rusya sol kanattan serbest vuruş kullandı. Ceza sahasına ortalanan topa Torres kafayı vurarak tehlikeyi uzaklaştırdı.

51. dakika. Rusya gol için İspanya kalesine yükleniyor. Sol kanattan kullanılan köşe vuruşunda top ceza sahası içind Zyryanov'un önünde kaldı. Bu futbolcunun şutunda Casillas kapanarak topa sahip oldu.

54. dakika. İspanya'da Fernando Torres yerini Fabregas'a bıraktı.

57. dakika. Rusya'da Semshov yerini Torbinski'ye bıraktı.

58. dakika. İspanya yarı sahasından hızlı çıktı. Sol kanattan topla hareketlenen David Silva ceza sahasına girmeden önün boşaltıp sert vurdu. Kaleci Akinfeyev sağına iyi kapanarak gole izin vermedi.

61. dakika. Rusya atağı sol kanattan etkili gelişti. Bilyaletdinov çarprazdan sert vurdu. Meşin yuvarlak az farkla yandan auta çıktı.

63. dakika. İspanya'da İniesta yerini Cazorla'ya bıraktı.

30 YILLIK HESAP KESİLDİ: 3-0

EURO 2008'in en zorlu grubu olarak gösterilen C Grubu'nda merakla beklenen karşılaşmada Hollanda, İtalya'yı 3-0 mağlup etti. İsviçre'nin Bern şehrinde, 30.000 kişi kapasiteli Stade de Suisse'de ilk yarısı da Portakallar'ın 2-0'lık üstünlüğü ile sona eren karşılaşmada Hollanda, rakibini eze eze mağlup etti. İtalyanlar karşısında son galibiyetini 30 yıl önce elde eden Hollandalılar geç kalmış bir hesabı da bu EURO 2008'in ilk maçında kesmiş oldu. Tribünleri dolduran taraftarların müthiş bir futbol ziyafetine tanıklık ettiği maçta İtalyanlar üç gol yediği karşılaşmada daha da büyük bir fark yemekten kurtuldu. Bu galibiyet ile C Grubu'nda liderliğe yükselen Hollanda'yı, 1'er puan ile sıralanan Fransa ve Romanya takip etti. İtalya ise bugün aldığı ağır mağlubiyet ile grupta son sıraya yerleşti.
Hollanda gruptaki ikinci maçında 13 Haziran'da Fransa ile İtalya da aynı tarihte Romanya ile karşı karşıya gelecek.
30 YILLIK HESAP GÖRÜLDÜ...
İtalya'yı en son 1978 Dünya Kupası'nda 2-1'lik skorla mağlup eden, o tarihten sonra oynadığı maçlarda ise sahadan boynu bükük ayrılan Hollandalılar, bu kötü gidişe İsviçre'de dur dedi. EURO 2008'de ölüm grubu olarak adlandırılan C Grubu mücadelesinde Hollanda bu gecikmiş hesabı ezici bir oyunla kesti.
İTALYAN ORTA SAHASI MİLAN'DAN...
Son Dünya Şampiyonu İtalya, EURO 2008'deki ilk maçında Portakallar ile karşı karşıya geldi. 4-4-3 sistemiyle mücadele eden Roberto Donadoni'nin öğrencileri kalede Buffon, savunmada Panucci, Barzagli, Materazzi ve Zambrotta, orta sahada üç Milanlı Gattuso, Andrea Pirlo ve Ambrosini, ileri uçta ise Camoranesi, Luca Toni ve Di Natale üçlüsüyle sahaya çıktı. Hollanda'da ise teknik direktör Marco Van Basten, arasındaki buzları erittiği Real Madrid'li golcü Ruud van Nistelrooy'a ileri uçta tek başına görev verirken, kalede değişmez ismi van der Sar, savunmada Boulahrouz, Oojer, Mathijsen ve van Bronckhorst, hemen önlerinde de Jong, orta sahada Engelaar, Kuyt, van der Vaart ve Snejder'den kurulu 11'i sahaya sürdü.
TURUNCU FIRTINA...
İtalya ve Hollanda arasında merakla beklenen karşılaşmaya Hollanda fırtına gibi başladı. Ölüm grubunda günün maçında, Hollandalı oyuncular bu maça ne kadar iyi konsantdre olduklarını ilk düdükle birlikte gösterdiler. Sahanın her yerinde rakibine büyük pres yapan Hollandalı oyuncular, İtalyan kalesinde önemli tehlikeler bulmaya başladı. Hollanda 26. dakikada Nistelrooy ile attığı golden önce bulduğu pozisyonlar ile golün haberini veriyordu. Nistelrooy ile golü bulan Portakalların, 1-0 ile yetinmeye niyeti yoktu. Sneijder ile van der Vaart önderliğinde şekillenen Hollanda atakları, Buffon'un koruduğu kaleyi iyiden iyiye bunaltmaya başladı ve ikinci gol de fazla gecikmedi. Hollanda'nın bulduğu goller, İtalyan oyuncular üzerinde şok etkisi yarattı. İtalyanlar bir türlü organize olamıyordu, orta sahada çoğalamayan Gök Mavililer, Luca Toni'yi yeterince besleyemedi. Azuriler, Antonio Di Natale'nin ilk yarının son dakikasında attığı sert şut dışında neredeyse van der Sar'ın koruduğu kaleyi hiç yoklayamadılar. Ve ilk yarı rakibine futbol olarak ezici bir üstünlük sağlayan Hollanda'nın 2-0'lık üstünlüğü ile sona erdi. İlk yarıda İtalyanlar'ın güçlü savunmasından eser yoktu. Tribünleri dolduran futbolseverler ilk 45 dakikada müthiş tempolu, heyecan dolu bir karşılaşmaya tanıklık ettiler.
İTALYANLAR YÜKLENİYOR...
İkinci yarıya 2-0 geride başlayan İtalyanlar, bir an evvel gol bulup oyuna ortak olabilmek için Hollanda kalesine yüklenmeye başladılar. Özellikle duran toplar ile gol arayan İtalyanlar, aradıkları golü bir türlü bulamıyordu. Oyunu daha çok kendi yarı sahasında kabul eden Hollanda ise skor üstünlüğünün de rahatlığıyla oyunu sürdürdu. Kontra ataklarla, İtalyanlar'ın verdiği boşluklardan yararlanarak farkı açmaya çalışan Portakallar, kontrolü bir an olsun ellerinden bırakmadı. Donadoni, kötü gidişi değiştirebilmek için önce 55. dakikada hafif sakatlığı bulunan Materazzi-Grosso, 64. dakikada da Di Natale - Del Piero değişikliğine gitti. Del Piero oyuna girdikten sonra forvet hattına ve İtalyan tribünlerine hareket getirdi. Ancak bu hareket skor tabelasına İtalyanlar lehine yansımadı. Donadoni son oyuncu değişikliğine 75. dakikada gitti, son umudun Cassano'yu sahaya sürdü, Camoranesi'yi kenara aldı. Hollanda 79. dakikada van Bronckhost ile bulduğu gol ile son noktayı koydu. İtalyanlar adına maçın en net fırsatını skor 2-0 iken kaleci van der Sar ile karşı karşıya kalan ve topu dışarı atan Luca Toni kullanamadı. Hollanda ezici bir futbol ve skorla bir futbol devi olan İtalya'yı 3-0 mağlup etti.
NİSTELROOY OLMASI GEREKEN YERDE...
Hollanda'nın golü adeta koklayan forveti Ruud van Nistelrooy, İsviçre'nin Bern şehrinde gol perdesini açan isim oldu. Bunaltan Hollanda baskısı Nistelrooy'un ayağından gelen golle skor tabelasını değiştirdi. Karşılaşmanın 26. dakikasında Hollanda'nın van der Vaart ile sağ kanattan kullandığı kornerde kaleci Buffon topu yeteri kadar uzaklaştıramadı, ceza sahasının hemen dışında bekleyen Sneijder topun gelişine çok sert vurdu, altı pasın hemen önünde bekleyen van Nistelrooy uygun pozisyonda topa ayak koydu ve İtalyan ağlarını sarstı. İtalyan ağlarına takımının ilk golünü gönderen Nistelrooy 43. dakikada kaleci Buffon ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda, topu kaleciye nişanladı ve ikinci gol şansını değerlendiremedi.
SNEİJDER BU KEZ KENDİ ATTI...
Hollanda'da günün en çalışkan isimlerinden olan ve ilk golde büyük pay sahibi olan Sneijder, takımının ikinci golünü atan isimdi. 31. dakikada Portakalların sol kanattan hızlı gelişen atağında van der Vaart, ters kanattan ceza sahasına hareketlenen Kuyt'u çok iyi gördü, uzun pasında Kuyt topu kafayla arkadan gelen Sneijder'in önüne bıraktı. Sneijder'de ayağına kadar gelen gol şansını tepmedi ve Hollanda'yı 2-0 üstünlüğe taşıyan gole imza attı.
PİRLO'NUN FRİKİĞİ DÖNDÜ, GOL OLDU...
Farkı 1'e indirmek için yüklenen İtalya, beklemediği anda kalesinde üçüncü golü gördü. Pirlo'nun kullandığı frikiği van der Sar köşeden adeta uzayıp çıkardı. Van der Sar'ın çıkardığı top Hollanda'nın hızlı atağına dönüştü, Kuyt ceza sahasına daldı, sağ kanattan yaptığı ortaya van Bronckhost kafayı vurdu ve takımının üçüncü golüne imza attı.
İKİSİ DE KAPTAN İKİSİ DE KALECİ...
Hollanda ve İtalya kaptan seçiminde kalecilerinden yana tercih kullanan takımlardan. Dünyanın en iyi iki kalecisi olarak gösterilen İtalya'da Buffon ve Hollanda'da van der Sar kaptanlık pazu bandını koluna geçirip takımlarının başında sahaya kaptan olarak çıktılar. Bu gece van der Sar için iyi geçerken, İtalyan kaleci Buffon kötü bir akşam geçirdi.
BU KEZ RAKİPLER...
Milan formasıyla İtalya'da ve Avrupa Kupaları'nda birlikte ter döken Marco Van Basten ve Roberto Donadoni bu kez İtalya ve Hollanda'nın teknik direktörleri olarak karşı karşıya geldiler. Omuzlarındaki ağır yükün farkında olan iki genç teknik adam yedek kulübesinde heyecanla 90 dakika maçı takip ettiler.