Acelya
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Acelya

ACELYANIN DÜNYASI DOSTLUGUN VE SEVGININ TEK SIMGESI
 
PortalPortal  AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sitekurucusu
Admin
Admin
sitekurucusu


Koç
Yılan
Mesaj Sayısı : 23648
Doğum tarihi : 01/04/65
Kayıt tarihi : 17/02/08
Yaş : 59
Nerden : insanligin oldugu yerden

Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz Empty
MesajKonu: Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz   Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz Icon_minitimeC.tesi Haz. 28, 2008 4:58 pm

Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz


Almanya'dan yazdigim icin Almanya'daki bizim gencligimizin, Anadolu'dan 40 yil önce Avrupaya isci olarak gelen insanlarimizin burada dogan ve burada yetisen neslinin problemlerinden bazilarini anektod olarak aktarmak ve cözüm olarak ne yapilabilecegi hususunda bazi konulari tartismaya acmak istiyorum.


ÖN HIKAYE

40 Yil önce babalarimiz Avrupaya isci olarak geldiler - getirildiler. Gidenler icin gurbet türküleri, izin yollarinda hayatlarini kaybedenler icin agitlar yakildi. Almanya hep aci vatan olarak anildi birinci nesil tarafindan. Annelerimiz yillarca babalarimizdan ayri yasamak zorunda kaldi. Gecici olarak buraya gelen insanlarimizin büyük bir ekseriyeti bir daha geriye dön(e)medi. Dönenler memleketlerini, dostlarini ve cevrelerini biraktiklari gibi bulamadilar. Her iki tarafta da sorunlar yasandi ve yasaniyor. „Almanyada yabanci, Türkiyede Almanci“ tabiri olustu zamanla.

Konu buradan baslamis iken üc tane yasanmis olayi anlatmadan gecemeyecegim. Hemde bu olaylari bizzat yasamis olan ve su anda hayatta olmayan insanlari da sevgiyle ve hasretle yadederek …

ALMANYA KAGIDI

“ Isim xxxx, Dogum yeri Ordu. Bundan 3-4 yil önce Türkiye' ye anavatana hasretligi bitirmek icin kesin dönüs yapan fakat kisa süre sonra trafik canavari kurbani olmus yakindan tanidigim bir kisi. Kendi agzindan dinleyelim:

“Hemserim, o zamanlar askerdeydim ve askerligimin bitmesine artik günler kalmisti. Yil 1963. Birgün bizi alelacele ictimaya cagirdilar. Yüzlerce asker bir alanda toplandik. Birisi gelmis ve bize Almanya'yi anlatiyor. Söyle para kazaniliyor, böyle iyi yer falan diye konusuyor. Ve sonunda gitmek isteyenleri hemen listeye yazacagini ve askerlikten hemen sonra Almanya'ya gidebilecegini söylüyor. Komutan bize, anlatilanlari dinlediniz icinizden Almanya'ya gitmek isteyen varmi? diye sordu. Hic kimseden ses yok. Bunu birkac kez tekrar ettikten sonra nicin gitmek istemedegimizi sordu. Birisi oradan kalkip hislerimize tercüman oldu. 'Komutanim, kafir diyarinda bizim ne isimiz var. Biz memleketimizde kalmak istiyoruz' diye cevap verdi. Yüzlerce kisiden bir tek kisi bile Almanya listesine adini yazdirmadi.

O zamanlar öyleydi. Askerlik bittikten bir müddet sonra da Almanya'ya gitmeye karar verdim. Islemler bittikten sonra trenle yola ciktik. Bulgaristan'in bir yerinde tren mola verdi. Istasyonda bir kisi bize türkce olarak bagiriyordu.

“ Gitmeyin! Nereye gidiyorsunuz! Bak biz buradan dahi Türkiye'ye gecemiyoruz. Siz ise daha uzaklara gidiyorsunuz. Artik geriye dönemezsiniz. Yol yakinken dönün geriye. Hemserim kafir memleketlerinde ne isiniz var!“ diye avazi ciktigi kadar bagiriyordu. Hepimiz donup kaldik. Tek kelime konusamadik. Bogazimiza sanki birseyler dügümlenmisti. O adam dogru söylüyordu ve biz cogumuz buralarda kaldik.“

EKONOMIK YOKLUK

Almanya yolculuguna cikanlarin kararlarinda en büyük etkenlerin basinda gelen ekonomik yokluklardir ( zorluklar demeyecegim). Bu nedenle Almanya'ya gelen birisinin haniminin yillar sonra anlattiklari...

Yil 1967. Samsun... Oglum, o zamanlar cok yoksulduk. Üc tane oglum vardi. Beyim bakir kalayciligi yaparak gecimimizi temin etmeye calisiyordu. Beyim bazen köylere kalay yapmaya cikar ve bir iki hafta eve dönmezdi. Onun yoklugunda daha da bir yokluk cekerdik. Bazan evde ocaga koyacak bir sey bulamazdim. Bircok günler bos tencereye su ve tas koyup yemek pisiyor diye yapar ve acliktan aglayan cocuklarima yemek simdi pisecek diye avutarak onlari uyutmaya calisirdim. Onlari zor bela uyuttuktan sonrada onlarin haline bakip sabahlara kadar aglardim. Bizim bu durumumuzu kimse bilmezdi. Fakat bir gün iyiliksever bir komsumuz bize oturmaya geldiginde durumu fark etti ve bize ondan sonra her firsatta yemek gönderdi. Her yemek gelisinde ben de cocuklarim adina seviniyor fakat bu durumumuzun biran önce bitmesi icin Allah'a yalvariyordum.

Beyim bir gün ben Almanya'ya gidecegim dedi. Ben razi olmadim. Bizi birkac hafta yalniz birakiyorsun ve biz senin yoklugunda ne sefillikler cekiyoruz haberin var mi; hele Almanya'ya gidecek ve daha uzun bir süre kalacaksin diye itiraz ediyordum. Fakat bütün bu itirazlarim bir fayda vermedi ve bir gün elinde Almanya kagidi ile eve geldi. Bu sefer de yolculuk icin para bulmamiz gerekiyordu. En az 600 Lira lazimdi beyimin yolculuk masraflari icin. Bir hafta sonra elinde 1200 lira ile eve geldi. Beyim haftalik 75 Lira aliyordu calistigi bakirci dükkanindan. Bu kadar parayi o zamana kadar onun elinde hic birarada görmemistim. Bu parayi nereden buldugunu sordugumda totodan cikti dedi. Etraftan para bulamayinca sansima bir oynayayim dedim ve bu cikti dedi. Bu paranin yarisini bize birakti ve yarisiylada Almanya'ya gitti….”


ÜCÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ NESIL

Fakat en büyük sorunu iki kültür arasinda kalmis olan burada dogmus türk gencleri yasiyor. Anavatandan ve oradaki yetisme tarzindan uzak, fakat burada da tam manasiyla okul ve is hayatina tam entegre edil(e)meyen bu gencligin sorunlari dag gibi önümüzde duruyor. Hapishaneler türk gencleri ile dolu. Lise ve dengi okullara gidip iyi bir egitim alan türk gencliginin orani yüzde dört gibi cok düsük. Meslek ögrenenler, disarida gezenlerden daha az.

Tamda genclik caglarinda mesgul edilip hayata hazirlanmasi gereken bu genclik, ilerisi icin önüne bir hedef belirleyip o hedefe dogru yönlendirilmesi gereken bu genclik, sokaklarda, barlarda, pavyonlarda velhasil zamanin katledilebilecegi ne kadar yer varsa oralarda geziniyor. Calismayan ve cok harcayan, insanlik erdem ve sorumluluklarindan uzak yetisen bu genclik, Almanya'da yasayanlar icin büyük bir potansiyel tehlike olarak görülüyor. Bu insanlar evlenseler evlilik bilincinde degiller, is hayatina atilsalar, is aktinin bilincinde degiller vs. Ama bu insanlar bizim insanlarimiz. Bu insanlar, bu genclik bizim dönemimizin gencligi. Yapilan istatistiklerde issiz türk genci yüzde 44, meslek egitimi olmayan genclik bu orandan daha fazla. Okuyanlari cok daha az. Bunun sepepleri nedir, nicin bunlar simdi bu haldeler.

Önce dis etkenleri irdeleyelim, sonra da kendi kendimize bir nefis muhasebesi yaparak bu durumun sorumlugunu kendi icimizde arayalim.

GENCLIGIN BU DURUMUDA OLMASININ NEDENLERI

Öncelikle burada yetisen gencler alman vatandasi olsalar bile, cevrelerindeki insanlar gibi yasasalar dahi aradan yüzyil gecse dahi, iddia ediyorum onlar „Hakim kitle“ önünde yine de bir „Ausländer“ -yabancidir. Okullarda yasanan özellikle Türk düsmanligi, (Türk düsmanligi derken aslinda Islam düsmanligini anlamak lazim. Cünkü Avrupali, Türk ile Islam' i ayni görüyor. Bunun da sebebi aslinda Avrupalinin Islami -Endülüs haric- Osmanli Türk'ü ile tanidigi icindir. Diger yabancilara karsi olan düsmanligin Türklere karsi olan düsmanlik kadar olmadigini görüyoruz). Irkci ögretmenlerin ellerinde gizlice notlari kirilan, okuldan sogutulan, okul idarecileri tarafindan sinsice uygulanan psikolojik geri birakma egitimlerinden dolayi bir cok gencimiz daha ilkokul birinci siniftan itibaren „Aussenseiter“ „distan birisi“ rolünü üstlenmesi saglaniyor. Anadoludan uzun yillar önce gelenlerden birisi olarak bir cok sorunlari buradaki insanlarimizla birlikte yasadik, yasiyoruz. Cocugun Almanca ders notu mesela „gut“ -iyi, ama sinif ögretmeni veliye bu cocugun almancasi cok zayif bu cocuk falanca -statüsü daha yüksek olan- okulda okuyamaz diyor. Cocugun bütün dersleri iyi veya ortalama bir ögrenci, fakat bu cocuk az konusuyor diye sinif ögretmeni tarafindan iyi okullara tavsiye edilmiyor.

Ama mesela Rusya'dan gelip halen almancasi dahi dogru dürüst olmayan cocuklar bir üst okullara yollanabiliniyor. -Iki Almanya'nin birlesmesinden sonra Almanya'ya tam 5 Milyon Rus geldi ve bir Milyon daha gelecegi söyleniyor. Nesli tükenen Avrupali, ölenler ve doganlar arasindaki farki göcmenlerle kapatmaya calisiyor.- Bu bizim cevremizde gözlemlediklerimiz.

Ben sunu bütün kalbi inancimla söylüyorum, burada türk gencligine özellikle yolu üniversiteye cikan okullarda okumasinlar diye bir politika yürütülüyor. Aksini iddia edenlere istatiklere ve kendi cevrelerinde yasanilan gerceklere bir göz atmalarini tavsiye ediyorum.


Saygilarimla


En son Admin tarafından C.tesi Haz. 28, 2008 4:59 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acelya.forumakers.com
sitekurucusu
Admin
Admin
sitekurucusu


Koç
Yılan
Mesaj Sayısı : 23648
Doğum tarihi : 01/04/65
Kayıt tarihi : 17/02/08
Yaş : 59
Nerden : insanligin oldugu yerden

Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz Empty
MesajKonu: Geri: Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz   Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz Icon_minitimeC.tesi Haz. 28, 2008 4:59 pm

Beni Almanya'da cok düsündüren bir olay, insanlarimizin, kendilerini yetistirmek icin cok bir sey yapmadiklaridir. Aileler para biriktirme derdindeler, cocuklarinin gelecekleri icin hic kafa yormuyorlar. Onlara bir ev, bir araba alma yerine, bir diploma almalarini saglasalar, hayat boyu rahat etmelerini, topluma ve kendilerine faydali insan olmalarini saglasalar, bana göre cok daha iyi yaparlar. Bir söz vardir bizim oralarda,
"oglun akilliysa mali neylesin, oglun akilsizsa yine mali neylesin"
Cok acik anlasilacagi üzere, akilli bir cocuksa zaten ilerde calisarak o malin kac mislini yapacaktir kendisine, akilsizsa da istediginiz kadar ev bark alarak, onun gelecegini garanti altina almaya calisin, satar, atar, sonunda yine kendi ayaklari üzerinde duramayan bir insan olur.

Almanya'da ekonomik durumlar gün gectikce kötüye gitmekte ve issiz insanlarin sayisi da buna paralel olarak artmaktadir. Bu ortamda ayakta kalabilmenin tek sarti bana göre, kendimize olabildigi kadar yeni bilgiler, yeni beceriler kazandirmaktir. Yabanci olarak zaten zor olan is bulma sartlarimizi ancak iyi bir lisan ögrenerek, computer konusunda kendimizi gelistirerek, ya da hangi konuda calismak istiyorsak, o konuda en iyisi olmaya calisarak biraz düzeltebiliriz saniyorum.

Üzücü bir nokta da ayrica burada iki kültür arasinda kalmaktan midir, nedir bilmiyorum, saygi, sevgi, moral anlayisimizin burada maalesef gittikce yok olmasi. Fazla detaya girmek istemiyorum, herkes bulundugu cevreye bir göz atarsa, ne demek istedigimi saniyorum anlayacaktir.

Borcla, harcla, leasing le ya da ana babasinin senelerce zor sartlar altinda calisarak kazanip biriktirdikleri parayla, lüks arabalar alarak hava atan gencler az oturup düsünmeli diyorum ben. Hayat sartlari kolay degil, yarinin ne getirecegini hicbirimiz bilmiyoruz. Yarin cok kötü duruma düsmemek icin, bugünden mantikli, akli basinda hareket etmemiz, zamanimizi iyi bir sekilde degerlendirmemiz bizlerin yararina olacaktir diye düsünüyorum.

Yorumlarinizi yazabilirsiniz. Birbirimizi kirmadan, saygi cercevesinde yapilacak hertürlü elestiri ya da destek yazilarinizi,farkli düsüncelerinizi yazarsaniz memnun olurum
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acelya.forumakers.com
 
Almanyadaki Hedefsiz Genclik ve bizim Sorumluluklarimiz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bizim Tarihimizden Haberimiz Yok

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Acelya :: HANIMEFENDİLER ve BEYEFENDİLER :: Egitim/yurt disinda egitim ve yasam-
Buraya geçin: