Hazar Türkleri
Hazar-Türk Devletinin sınırlarının bilinmesi ve bu sınırlar içine; incelemeye aldığımız Azerbaycan, Doğu Anadolu ve Kuzey Mezopotamya'nın hangi tarihi döneme girdiğinin belirtilmesi önem arzetmektedir. Karadeniz'in Kuzeyi ile Hazar Denizi arasındaki geniş alanda Hazar imparatorluğu olarak yaşayan Hazarlar VII.-X.yy. arasında parlak çağlarını sürdürmüş XII.-XIII yy.da imparatorluk yıkılmış olmasına rağmen nüfuzunu devam ettirmiştir.25 Hazar ülkesinin kuzeyi Don ve Volga, güneyi Kafkas Dağları, batısı Karadeniz, doğusu Hazar Denizi ile çevrilidir. O dönemde Kafkaslar'dan Aral Denizine, Ural Dağlarından Kiev'e, Ukrayna Steplerine kadar uzanan geniş alan, Hazarlara bağlıdır. Bulgarlar, Oğuzlar, Macarlar, Kırım'ın Got ve Yunan kolonileri, Kuzey batı ormanlarında yaşayan Slavlar Hazar egemenliğinde bulunmakta idi. Ayrıca Hazarlar zaman zaman Gürcistan ve Ermenistan'ın içlerine kadar akınlar düzenlemiş, bütün Doğu Anadolu ile birlikte Musul'da bulunan Arap Halifeliğinin topraklarına girmişlerdir.
İnceleme bölgemiz olan alan, Hazar Türklüğünden çok daha evvel diğer Türk unsurlarla tanışmıştır. "Yedinci Yüzyılın başlarında bölge üç büyük gücün denetimi altındadır. Bizanslılar, Persler ve Batı Türk İmparatorluğu veya Turkut İmparatorluğu (550 - 660) yıkılınca, bir dönem Hunların bir dönem de Turkut Türk Devletinin bünyesinde yaşayan Hazar Türkleri bu devletin yönetimine girdiler.27 Hal böyle olunca incelenen bölge asgari 550 yılından itibaren Türk nüfusunun tesiri altındadır. Bu yıldan itibaren siyasi bir varlık olarak bölgede kendinî gösteren Hazarlar komşu ülkelere akınlar yapmaya başlamışlardır.
Bu akımlardan Doğu Anadolu Bölgesi de nasibini almıştır. Hüsrev Anuşirvan (531 -579), Hazar Türkleri'ni Doğu Anadolu'nun bir bölümünden geri püskürtmüş ise de, Hazarlar Doğu Anadolu'ya tekrar, girmişler ve bir kısım Hazar Türkü bölgeye yerleşmiştir.
T. Gülensoy, Doğu Anadolu'daki Hazar Türklerinin varlığını tarihlendirirken 300 yıl geriye giderek M.S. 216 yılında Hazarların ve Barsilalar'ın bölgeye geldiğini belirtmektedir. Gülensoy, ayrıca Arap kaynaklarının Ekrad bila Sükkan, Harzem kaynaklarının Mugan Kürtleri veya Türkmenleri adını verdikleri Akhunların Doğu Anadolu'da V. Yüzyılın ortalarında yurt tuttuklarını iade etmektedir.
Yakubiye göre Hazarlar, Pers Şehinşahı Kubad (Kavad) (488 - 531) zamanında Aran (Haran) - Vaspuragan (Van yöresi) ve Sısakan'a (Ağrı yöresi) gitmişlerdir. 531'de Hüsrev Anuşirvan (531 - 579) bu yerleri tekrar geri almış, daha sonra Hazar Türkleri bu bölgeleri yeniden ele geçirmişlerdir. Vaspuragan'da yapılan Hazar iskanı, diğer Turanî kavimlerin bazılarının bölgeye yaptıkları akınlar gibi gelip geçici olmamış, kalıcı olmuştur. Herhalükarda, erken ortaçağda Vaspuragan'da (Van yöresi ile Doğu Anadolu'daki bölgenin Van merkezli orta kısmı) önemli bir Hazar yerleşimi mevcuttur. Ebul Ferec, Hazarlar'ın bu yöredeki iskanını kastederek, "Bölge uzun süre Türk hakimiyetinde kaldı" demektedir. Teofani Cedrenus ve Süryani Mihail, bölgede hakim olan Hazarlar'ın Türk olduklarını açıklamaktadır.30 Hazarlar'ın V. ve VI. yy. ın ortalarında başlayan Doğu Anadolu'da tarih sahnesine çıkmaları, daha sonra kesintisiz olarak sürmüştür. "683-686 tarihleri arasında Hazar Türkleri"nin Doğu Anadolu'ya yaptıkları seferler ünlüdür. Ermeni Prensi Gregor Mamikonion bu savaşta ölmüştür. O'nun yerine geçen Aşıt Bayratuni'de Hazar Türkleri ile savaşı sürdürmüştür.
693 - 730 yılları arasında, yarım asra yakın bir dönemde, Hazar Türkleri tekrar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya gelmişlerdir. Bu dönemde Arran, Sisakon ve Vaspuragan'da yeniden Türk Hazar iskanı görülür.
Arap Hükümdarı Mervan 744'lerde ülkesinin güneyinde cereyan eden isyanın bastırılması için Hazarlardan yardım istemiştir.33 Bu olaydan 15 yıl önce, Hazarlar, Gürcistan ve Ermenistan'ı, silip geçmiş ve 730 yılında Arap ordularını Erdebil'de büyük ve kesin yenilgiye uğratmışlardı. Hazarlar bundan sonra Musul ve Diyarbakır'ı alıp Halep Halifeliğinin merkezi olan Şam'a yaklaşmışlardır.
Sasaniler 627 yılında İstanbul'u zapta giriştikleri zaman Hazar Türkleri, Anadolu üzerinden Bizans'a yardım sağlamışlar ve Sasani'ler başarılı olmamışlardır.
722 - 737 yıllarındaki savaşlar, artık rastgele yapılan savaşlar olmaktan çıkmış, fetih savaşları durumunu almıştır. Hazarlar, ganimet elde edip tutsak alıp çekilmiyorlar ele geçirdikleri ülkeleri sağlam yönetimi olan imparatorluklarına katıyorlardı. Hazar İmparatorluğu'nu Kağan yönetiyor, feth edilen yerlere valiler atayıp, vergi koyuyordu.
Hazar Türkleri, 731 , 758, 769 ve 799 yıllarında Alanları ve Gürcüleri yenip onların ülkelerine girmişlerdir. Bu süre zarfında, Arap-İslam İmparatorluğuna tabi durumda bulunan Ermeni derebeyliklerinin,bölgede bulunanlarını zaptederek Gantzak ve Tiflis'i almışlardır.37 Hazar Türklerinin, Araplarla birlikte, Ermenilere karşı olan savaşları 711'den 818'e kadar, yani Hazar Hakanın Müslüman oluşuna kadar sürmüştür.38Arap - İslam Orduları Azerbaycan'a girdiği sırada merkez Erdebil olmak üzere burası Hazar Hakanlığına bağlı idi.39 Hazarlar 765 yılında Astarhan'ın Komutasında 100.000 kişilik bir Hazar Ordusu ile Kafkas dağlarını aşarak tekrar güneye indiler ve Azerbaycan ile Ermeniye eyaletlerini zaptettiler.40 Hazarlar, 798 yılında Ermenistan'ı işgal ederek, 50.000 esir aldılar.
D.M.Dunlop, Hazarların dinsel etkilerinin, güneydoğuya doğru ilerlediğini, Oğuzların başkanı Tutak'ın Hazar Kağanlarının yanında yetiştiğini, Selçuklu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Tutak'ın oğlu Selçuk'un Hazar sarayında büyüdüğünü belirtiyor. O, ayrıca Selçuk'un oğullarının Mikail, Yunus, Musa, İsrail gibi isimler taşıdığını ve bu isimlerin Tevrat'daki erkek isimleri olduğunu iddia ediyor. Ancak bazı Türk tarihçileri bu teze açıkça karşı çıkıyor.
Hazar ve Selçuklu Türkleri arasında yönetim seviyesinde organik bağın bulunduğu konusunda kesin ifadelerle açıklama yapmak kolay değildir. Ancak her iki Türk devletini meydana getiren teba da ortak olan Türk urukarını görmekteyiz. Selçuklular, İran'a Oğuz ve Kıpçak Türkleri olarak girmişlerdi. 1066'da Alparslan Aral gölü kıyısında, başıbozuk Kıpçak Türkmenleri ile savaştı. Müslüman Kıpçaklar, Selçuklular'a iltihak ettiler. Hıristiyan Kıpçaklar ise, Kafkasya yolu ile Gürcistan'a geçtiler. Türkistan, Gök Tanrı inançlı Kıpçaklar'ın sığınak yeri idi. Gök Tanrı inancına mensup Kıpçaklar'ın Hanı Alpdirek veya diğer adı ile Alpkara, Harzem'e gelip Tekeş'e (1172 - 1200) itaat etti.
Anadolu'ya Hıristiyan Oğuzlar olarak giren Türk boylarından Uzlar da vardır44.Alparslan karşılaşmadan evvel Romanos Diogenes'in Ordusunda Peçenek, Uz, Kuman hatta Hazar Türkleri de vardı.45 Sultan Alparslan, Selçuklu Vasalı Şeddadoğulları ve Şirvanşahların memleketini, Alan, Hazar, Kumuk gibi Türk kavimleri ile 1065 yılında istila etmişti