11 Ayın Sultanı'nın
heyecanı tüm benliğimizi sarıyor. Bereketi şimdiden fukara
mahallelerini hareketlendirmiş durumda. Öyle ya Ramazan oruç ayı olduğu
gibi yardımlaşma mevsimi de. Ramazan'ınız mübarek olsun.
11 Ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’i, içinde bulunduğumuz hafta içinde
ihya ve idrak edeceğiz. Perşembe günü ilk orucumuzu tutacak,
Rabbimiz’den başı rahmet, ortası mağfiret sonu da Cehennem azabından
kurtuluş olan bu mübarek ay vesilesiyle bizi salih kullar zümresine
dahil etmesini niyaz edeceğiz. Önümüzdeki sayıda inşallah çok daha
geniş kapsamlı ve özel bir sayıyla karşınızda olacağız. Ama, şimdiden
hazırlıklı olmak açısından bazı şeyleri hatırlamakta fayda var.
Ramazan’da ne yapacağız ne yapmayacağız çok iyi bilmemiz gerekiyor.
***
Ramazan’da neler yapmalıyız?
Öncelikle Ramazan’la ilgili bilgimizi yeniden
tazelemeli, ilmihalden oruçla ilgili bilgileri bir kez daha ailecek
gözden geçirmeliyiz. Dinimizin beş temelinden biri olan oruç ibadeti bu
ayda üzerimize farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de; “Sizden kim bu aya
yetişirse oruç tutsun” (el-Bakara, 2/185) buyuruluyor.
Ramazan kelimesinin kökeniyle ilgili bir kaç rivayet vardır. Birine
göre, yaz sonunda, güz mevsiminin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan
temizleyen yağmur manasına “ramdâ” kelimesinden alınmıştır. Bu yağmurun
yeryüzünü temizlediği gibi, Ramazan ayı da müminleri günah kirlerinden
temizler. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (sas); “Kim
inanarak ve alacağı sevabı Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu
tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Buhârî, Savm, VI) buyurmuştur.
Bir başka rivayete göre ise, güneşin şiddetli hararetinden taşların
yanıp kızması anlamına olan “ramad” kelimesinden alınmıştır. Böyle
kızgın yerde yürüyenin ayakları yanar, zahmet ve meşakkat çeker. Bunun
gibi oruç tutan kimse de açlık ve susuzluğun hararetine katlanır,
meşakkat çeker, içi yanar. Kızgın yer orada yürüyenlerin ayaklarını
yaktığı gibi, Ramazan da müminlerin günahlarını yakar, yok eder.
Ramazan ayına “on bir ayın sultanı” denilmiştir. Hayır ve hasenatın
ilahi terazide en yüksek kıymetini bulduğu bir zaman dilimidir. Hz.
Enes (ra)’dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber’e (sas) “Hangi
sadaka daha faziletlidir?” diye sorulunca, “Ramazan ayında verilen
sadaka” buyurulmuştur (Tirmizi, Zekat, 28).
Kur’an-ı Kerim’de ismi açık olarak geçen tek ay Ramazan ayıdır. Ramazan
Kur’an ayıdır. Kur’an-ı Kerim bu ay içerisinde indirilmiştir. Yüce
Rabbimiz; Ramazan ay’ı öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu
gösteren, hidayeti ve hakkı batıldan ayırmayı açıklayan Kur’an, bu ayda
indirildi” (el-Bakara, 2/185) buyurmuştur. Mukabele dediğimiz Kur’an
okumalarına katılmalı, özel okumalarımızı ihmal etmemeliyiz. Okumayı
bilmiyorsak, artık bu ay bizim için dönüm noktası olmalı, harekete
geçmeliyiz.
Kur’an-ı Kerim’de, “bin aydan daha hayırlı” olduğu belirtilen Kadir
gecesi bu ay içerisindedir. Sadaka-i Fıtr, bu aya mahsus bir ibadettir.
Teravih namazı da bu aya mahsus ibadetlerimizdendir. Çoluğumuz,
çocuğumuz eşimiz dostumuzla mümkünse her akşam başka bir camiye gitmeye
çalışarak kılmaya gayret edelim. Ramazan ayının son on gününde itikafa
girmek sünnettir. İmkanı olan girmeli, giremiyorsa girmesi mümkün olan
dostlarını teşvik etmeli, itikafa girenlerin ailelerine yardım etmelidir.