Acelya
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Acelya

ACELYANIN DÜNYASI DOSTLUGUN VE SEVGININ TEK SIMGESI
 
PortalPortal  AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 13 Eylül günün hikayesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sitekurucusu
Admin
Admin
sitekurucusu


Koç
Yılan
Mesaj Sayısı : 23648
Doğum tarihi : 01/04/65
Kayıt tarihi : 17/02/08
Yaş : 59
Nerden : insanligin oldugu yerden

13 Eylül  günün  hikayesi Empty
MesajKonu: 13 Eylül günün hikayesi   13 Eylül  günün  hikayesi Icon_minitimePaz Eyl. 14, 2008 4:40 am

Merhaba yüreğime hasretini katan yârim

13 Eylül  günün  hikayesi Askbizimlei26xi6


Merhaba yüreğime hasretini katan yârim;

Sen gittin ya hani er ocağına, işte ben gittiğinden beri gözyaşı döküyorum peşi sıra çabuk dönesin diye " O gözyaşı nerden çıktı, dudağı boyalı, yanağı al yanaklım" deme sakın Hatırlar mısın bilmem, er ocağına uğurlarken seni ardın sıra su dökememiştim çabuk dönesin diye, işte ben bu yüzden ağlarım hâlâİlk gittiğin gün düştümü aklıma, bak yüreğim cız etti yine Tam sol yanımın tarafında yağ eridi aktı sanki Babama arkadaşta kalacağım demiştim de çıkmıştım ya evden, seni uğurlamaya gelmiştim hani Gidene kadar ne ağladıydık değil mi? Sarılışlarımız, yüreğimize, yanaklarımıza ve soğuktan çatlamış dudaklarımıza kondurduğumuz buselerimiz hiç bitmese derdik Son görüşümüzmüş gibi öyle süzerdik birbirimizi değil mi? Daha gittin gideli 15 gün oldu ama inan bana 15 asır gibi geldi be sevgili Babam takvim yapraklarını koparıp da sakladığımı anlar diye, ağaçlardan dökülen kuru yaprakları tek tek alarak şafak yazıyorum her yeni güne, yeni bir hasret ekleyerek Bu arada yolladığın mektubunu aldım, sen asker olalı başımıza şair mi kesildin ne, bana bak geldiğinde aynılarından isterim ve mazeret de kabul etmem ona göre "Seni özledim ama kıymalı böreğini de, bana kıymalı böreğinden de gönder" diye eklemişsin Sen beni mi, yoksa kıymalı böreğimi mi özledin üç kâğıtçı Canımın içi merak etme yaptım böreğini, az ucundan aldım ama nasıl oldu diye bakmak için haberin olsun Canım çekti bak şimdi, sana göndermesem de ben mi yesem acaba şuracıkta Kıyamam sana, ben kendime yenisini yapar yerim merak etme Of be yârim, hasretlik ne kötü bir illetmiş, yapıştı mı yakana bırakması da yok hani Seni çok özledim bebeğim, usulca ve yavaş yavaş içimde oluşuyorsun hayalinle "Bir gün ölürsem beni unutma ama yalnız da kalma" demişsin O nasıl sözdür öyle, senin aklın başında mı? Rabbim seni bana bağışlasın, sakın ölürüm falan deme bak beni de burda öldürürsün

Ben her günün acısını namelerle işliyorsam yüreğime ve senin gelmenin umduyla duruyorsam hala ayakta bir sebebi vardır elbet Bana bak yüreğime hasret katan diğer yanım, ölümü ne olursun benim için getirme aklına Sen ölürsen ben ölürüm anlıyor musun? Anlıyorsun değil mi? Seni seviyorum ve hep seveceğim Mektuplarını askerliğin bitene kadar hep bekleyeceğim

Merhaba benim daha açılmamış nazlı goncam;

Geleli senin de demen gibi 15 gün oldu ama bana da 15 asır gibi geldi Tek bir halin var şimdilerde gözümden bir an olsun gitmeyen sana son sarılışım ve son öpüşlerim Nöbet zamanlarında daha çok düşüyor aklıma o yosun gözlerin, karşı kısımda kalan ormanın içinden süzülüp bakıyor sanki bana O ayaz da üşümem gerekirken, benim içim yanıyor içim, bu hasretliğin tam ortasında Asker arkadaşlar dalga geçiyor benimle, dalıp dalıp gidiyormuşum da ah nazlım ah diyerek sesleniyormuşum usulca Sana en çok yakıştırdığım isim de nazlıydı değil mi? Nazlım derdim çünkü bir bebek kadar nazlıydın Şikayetçi değilim korkma, beni sana bağlayan da buydu ya Yolladığın böreğini koğuş arkadaşlarıyla yedik, kız ne dua ettiler ama sana Bende "yengeniz beceriklidir" dedim, iyi demişim değil mi? Nazlım nasıl söylerim bilmem ama ben bir rüya gördüm esasında Vurulup ölüyordum ve yerimi de gördüm hatta, yemyeşil bir alandayım ve bir ebabil kuşu konuyor omzuma, dilleniyor kuş oracık da Allah`ın o mübarek selamını veriyor bana, tabii bende geri ona Konuşuyoruz saatlerce ama tek hatırladığım yer, mektubum eline ulaştığı an vurulacakmışım nefessiz kalıncaya dek Sen sakın ağlama ardım sıra, ağlarsan senin gibi ben de ızdırap çekermişim Gözyaşlarını akıtmak yerine dualar et ve ağıtlar yerine şükürler et Rabbimize Neden dersen sevdiğim, çünkü ben cennette seni bekliyor olacağım En çok da sırma saçını, çatlamış dudaklarını, yosun renkli gözlerini ve buğulu sesini özleyeceğim Ziyaretlerimi de aman eksik etme ve sakın bunları yazarken ağladığımı düşünme Asker ağlamaz unutma, kim söylemiş asker ağlamaz diye Hepsi palavra güzelim bakma sen onlara, ben ağlıyorum işte bak hem de bağıra çağıra Hani sen kırmızı gonca güllere özenirdin de onlar gibi kokardın ya, heh işte ondan da dik mezarımın başıma Sen yokken topraktan ağrı, sen diye çekerim onları içime Ağlama desem de ağlayacaksın bilirim, ağla ama rahatlayana kadar Fazla ağlayıp da gözyaşların ile bakmaya kıyamadığım gözlerini heba edersen peşim sıra, hakkım helâl değildir sana Ağlama yeter daha fazla, daha şimdiden gözyaşlarını okuduğun mektuba akıttığını hissediyorum

Seni canımdan çok seviyorum nazlım Özlemimdin ve hep de öyle kalacaksın

Merhaba yüreğime hasretinin yerine mâtem katan yârim;

Sessizliğin ve sensizliğin sinesindeyim, acılıyım ve çok zor durumdayım Sana şuan o kadar ihtiyacım ve göresim var ki seni analatamam Elimde sadece senden kalan mektupların, kolyen ve gitmeden önce beraber çekindiğimiz fotografın var Bu hasretliğini de geçti be sevgilim acı vermekte Öyle bir yara var ki ve öyle bir kanıyor ki o yara içimde, nasıl anlatsam sana inan bilmiyorum Ağlama demişsin, merak etme bir tek okuğum mektubun bitene kadar ağladım o kadar Şimdiler de gözyaşlarım içime akıyor, buna da karşımayacaksın ya

Geldin
Sevdin

Hayata getirdin
Bu üç şey ne kadar mutlu etmişti beni, peki ya şimdi ;

Gittin
Öldün
Beni de öldürdün

Evet artık ölüyüm ben, bu üç şey ise ne kadar behbat etti beni anlatamam Ama bilirim toprağın altında da olsan hissedersin sen Mezarına kırmızı gonca güller diktim boylu boyunca, hani hepsi nankör çıksa, biri acır da sana benim kokumu yollar diye Gerçi mektubu da mezarının başında okuyorum ya sana Kolyen boynumda, mektuplar yüreğimde ve resmin mıh gibi gözlerimde mühürlü kalmışken söyle, nasıl olur da unuturum seni

Gittin
Gittim
Öldün
Öldüm
Bittin
Bittim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acelya.forumakers.com
 
13 Eylül günün hikayesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Acelya :: ACELYANIN GÜNLÜGÜ.Günü sözü:Günün Resmi.Günün Hikayesi:Günün Siiri:Günün Fikrasi-
Buraya geçin: